Sanki bi tek sen biliyosun ist u? Orda doğmuş, liseyi de orda okumuş.
Üniversite için ank ya gelmiş giriş yılı 2004. Mezun olunca toplam 2.5 sene bingöl
ve şırnak da kalmış. Ailesi de buraya gelmiş o üniversiteyi kazanınca. Eylül 2017
de burayla işi bitiyor. 10 yıllık zorunlu hizmeti var. sonrasında ist a dönmek istiyor.
Ben orda yokken bir adam gelmiş, karısı
onu aldatmış. “Evlenmek istemiyorum böyle kişiler gördükçe” dedi. “bu adama ne yapmak
lazım” dedi.
Bir hasta çıkarken ağlayacak gibiydi. “Ağlıycak
gibi oldu, şimdi kötü hissettim kendimi” dedi. Ben de geldiğinden beri ağlıycak gibiydi, kendinizi
kötü hissetmeyin dedim.
Tez konusu şizofreni ve uyku gibi bir şey.
„neden bu bölümü seçtiniz, başka bir şey seçemez miydiniz“ diye sordum. „değişik“
dedi. „değişik ne demek“ dedim. „bu bölümdekiler daha konuşkan, ilginçler“ gibi
bir şey dedi. Sonra „oldu mu“ dedi. „oldu“ dedim.
Epeyce güldük, eğlendik.
Ama çıkmak zorunda hissettim kendimi ve çıkıp gittim. Özellikle benden hoşlandığını
düşünmedim ve özellikle ondan hoşlanmadım. Bana bir adım attığını da düşünmedim.
Şimdi napıyım ki ben, bir daha neden yanına gideyim ki. Kaybetti işte beni.
Bu adam çok standart duruyor. Nereye gitse
oraya ayak uydurur gibi. Ama bir sorunu var bu adamın. Öyle dışardan gözüktüğü kadar
“perfect” değil. Bir de çok kolayca
etkim altında kalıyor. Neden öyle. Herkesin etkisi altında kolayca kalıyor mu yoksa.
Odaya bir kadın geldi. Güzel bir kadındı. Alımlı, hafif makyajlı.. Benim
gibi değil yani. Erkeklerin çoğu bu kadınla birlikte olmak ister yani. Baktım hemen
„elinde yüzüğü“ var. Tehdit olarak algılamadım onu. Ama bu kadın varsa, bu kadın
gibi başkaları da vardır orda. Ne yapsın beni bu adam.
Off be, dertliyim. Geçen hafta aşkla doluydum,
bu haftaysa içimdeki aşk “puf olup gitti”. Ya da şöyle söyleyeyim “içimdeki aşk
şişmiş bir balonduysa bugün havası komple indi. Oysa aşklı halimi çok sevmiştim.
Şimdi tekrar aşksız olmak çok kötü yahu. (18 mart 2016, 21.33)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder