29 Nisan 2016 Cuma

Adım da Attım Daha Nen Olayım Zalım

bizimkine gülüyordum. bir hastaya "sor bakalım 'Hanımefendi' neye gülüyormuş" dedi. hasta da "kadınlar 'banane' diyor bana, sormam bu yüzden" gibi bir yanıt verdi. ben de hasta çıkarken "bu arada size değil dr a gülüyordum" dedim. dr a "hadi canım bana mı gülüyordun" dedi, hem inanmamış gibiydi, hem de şaka yapıyormuş gibiydi. ben de "evet size gülüyordum" dedim. 2-3 hasta sonra ben yine gülüyordum, doktor da başka bir hastaya "psikolog hanım sana değil bana gülüyor" dedi. komikti yaa baya.


baya gülmeli bi gündü. bakıştık da. bu kez daha uzun tuttum bakışlarımı. ama illa ki kaçırdım sonunda. demek ki ondan daha çok hoşlanan benim :/ hakkatten bir müddet daha bakınca aramızda bir şey olduğunu gördüm. bir elektriklenme, bir tür etkilenme, herhangi biriyle olmayan bir şey. ki kime bu kadar uzun bakıyorum allasen.

bir ara bunun dr arkadaşı geldi. bir mevzu vardı. ben gülüyordum. o da durumun ciddiliğine inanmadı benim gülüşüm nedeniyle. benimki de "o hep gülüyor ya, benim yanımda dura dura böyle oldu herhalde" gibi bir şey dedi.

sonra çok güzel bir şey oldu. bir hasta öyle bir şey dedi ki, dr da oraya cuk diye oturucak bir şey dedi: "sen de 'ben yapmadım miki yaptı' dersin" dedi. ve orda birbirimize baktık. kaçırmadım hemen gözümü. tam o anda aramızda bir şey oldu. acaba uçurtmayı vurmasınları izledi mi?

arada sırada sigara kullanıyor. ben de 2 ay önce bıraktığımı, ama zaten toplamda bir yıl içtiğimi söyledim. annesi lise babası ilk okul mezunu. "anneme daha düşkünüm tabi" dedi. babasını da seviyor. annesi eve çıkmış. "bir haftadır anneme ilaç yazdıracaktım yazdıramadım bir türlü" dedi, böyle işin içine edeyimdi bence bunun ana teması. kardeşinin adı hasan. aralarında 3 yaş var. abi diyor kardeşi buna. ben de benim kardeşle aramda 3 yaş olduğunu ama ona abla dedirtmediğimi hatta küçük çocuklara bile abla dedirtmediğimi söyledim. "saygıda kusur etmesin" şeklinde bir şeye bağladı kardeşinin ona abi demesini. tıp ı kendisi de istemiş ama annesi de istiyormuş tabi.

gelelim finale.
"bizim okula hiç geldiniz mi, davet edeyim bir gün gelin" dedim. o da sevindi "ciddi misin" falan dedi. gerçi " ciddi misin" i daha çok onun süpervizörünün "çok güzel" demesi gibiydi ota boka veya benimkinin otomatik, kibarlık olsun, sırf bir tepki versin diye söylediği bir şeydi. gelmek istediğini "daha burdasınız dimi" şeklinde dile getirdi. "ben mayıs sonuna kadar burdayım, az kaldı" dedim. o da "daha varmış" dedi.
hatta bizim okulun kahvaltısına gelen arkadaşları varmış, "gelirseniz size kahvaltı da ısmarlarım" bile dedim. hatta tekrar "ben davet ettim sizi siz düşünün gelip gelmemeyi" gibi bir şey de dedim.
daha ne yapayım? şerefsizin mi olayım lan?

olum direkt bir adım attım işte. lan bu adam bana böyle bir adım atsa havalara uçar, kesin benden hoşlandığını düşünürdüm. hatta hiçbir şüphem kalmazdı bu konuda. ve ben de hoşlanıyorsam bu fırsatı kaçırmazdım. sanki o bu fırsatı bilerek kaçırdı gibi. hani efe nin "haberleşiriz" demesi gibi. bir ay geçti nerden üstünden. ben gördüm bi kaç kez çocuğu, ama haberleşmedik bir türlü. ben arasam görüşürüz ama. neticede kibarlık, sosyal normlar benimkinin dediği şekilde davranmayı gerektiriyor. bir yığın insan benim malca kartları açık oynamam gibi açık oynamıyor kartları.

yalnız kendimi tebrik ederim. her hafta kurup kurup bir adım atamıyordum, çünkü onun yanındayken öyle davranmak gelmiyordu içimden ve sonra da pişman oluyordum. bu kez kendime hıyanet edip bir adım attım ona. valla ne yalan söyleyeyim adımıma karşılık vermeyeceğini düşünüyorum yüzde yüz. wallahi karşılık verirse yargılarımda haksız olduğum sonucuna varıcam.

uykum geldi. yoksa daha yazacak çok şey var. ciao.

ZALIM DOKTOR :/

he bide dudaklarını, boynunu ısırırken, öperken ve (tam şu an emerken) hayal ettim kendimi. bu adama karşı bu kadar yoğun cinsel şeyler hissettiğime göre, bu adam kesin bakir ya. ee zaten anasına da düşkün. of ki ne of.  (30-04-16, 02.36).

28 Nisan 2016 Perşembe

Sen Kim Köpeksin..

iki kuruşluk değeri olmayan insanlara neden gidip kendinden bir şeyler vererek yönelirsin. bırak o.ç. leri. üstelik sen bu adamın yanına 4 kere gittiysen 3'ünde bu adam sana göt gibi davrandı. şimdi de "5 dakka doldu" ama diyor, çünkü sen girerken 5 dakikanızı alabilir miyim dedin. elbetteki isteyen istediği gibi davranır herhangi birine. iyi de arkadaşın değilim ben senin, bir yabancı da değilim. sen benim sözde hocamsın. bana sözde bir şeyler öğretmeye çalışıyorsun. vaktin olmayabilir, o zaman da bunu kırıcı olmayan bir şekilde dile getirirsin. veya başka bir excuse un vardır. "ama 5 dakika doldu" demekse bir espri olmadığı sürece çok kırıcı.
bunu kırıcı algılayan benim, bu söylediğinden bir yığın çıkarımda bulunan benim; tüm bunlara eyvallah. ama elimde değil, gıcık oldum sana. aşağılandığımı hissettim. "lanet olsun bu bölümde ne işim var" dedim. bir daha o bölüme ayak atmamayı bile düşündüm.
yani sen suya, yani benim dinamiklerime bir taş attın ve halka büyüdü de büyüdü.
öte yandan sana bir yığın bok atsam da senden bir yığın şey öğrendim ben, vizyonumu açtım bu bölüme dair ve bence şu an burdaysam bu senin sayende.
bir yandan sana yeterli saygıyı verip vermediğimi de sorguluyorum, "bu adama karşı ayıp mı ediyorum, hatalı mı davranıyorum" da diyorum ben. keşke senin bana boktan gelen yanlarına karşılık sana çok iyi davranabilsem. çünkü bir gönül borcum var gibi geliyor bana. çünkü bu bölüm benim için bir ukteydi ve sen ukteme ulaşmamda yardımcı oldun bana.
fakat tıpkı y.k. nın yaptığı gibi beni önemsemediğini sözlerine belli ettin.
arkadaş; ben insanlarla iletişim kurmak için elimden geleni yapıyorum. yapmadığım kişilerde oldu. mesela şu anki azeri arkadaşıma göt gibi davranıyorum. mesela kardeşime de bazen çok kırıcı davranıyorum. ama sana böyle davranmadığımı düşünüyorum..
gerçi ben randomly birilerine kötü davranıyorsam, birilerinin de random u ben olabilirim.
belki de en mantıklısı insanların yaptıklarına ettiklerine takılmamak.
mesela sen hocamsın. dersini takip etmek için elimden geleni yaparım. seni gördükçe saygıda kusur etmem. ama bunların dışında sana bir adım dahi atmam.
"profesyonel davranmak" gerekiyor bazı konularda, belki de politik olmak.

neticede "5 dakka bitti ama" her ne kadar bana yönelmiş bir söz olsa da burda senin de dinamiğin giriyor devreye. evet sen entellektüel olarak bir yığın konuda bir yığın farkındalık geliştirmiş olabilirsin. ama bu diğer konularda da böyle olduğun anlamına gelmiyor.
mesela belki de ders dışında inanılmaz boktan bir insansın.


neyse. şu an sana o kadar da sinirli değilim. tam şu anda personally almamaya başladım söylediğini, tavrını.
ama senle konuştuğumdan beri içim içimi yiyordu resmen.

-*-*-*

stajdaki kız mesaj attı: "x meraba günaydın" gibi. bizim psy izindeymiş. bizim kızda geç kalmış. ben de bu sabah oraya vardığımda tam da bunu istiyordum aslında. fırsattan istifade benimkinin yanına gittim. bizim kızada orda olduğumu ve dilerse oraya gelebileceğini yazdım. aslında sanırsam temel amacım onların arasındaki ilişkiyi görmekti. iki ya da üç kez benimle iletişim kurdu benimki. ama son dakika golü olarak onunla kurdu. o esnada haliyle bozuldum ben. elimde değil abi bozulmamak. bozuluyorum işte. sonra o bozulmuşlukla çıkmam gerekiyordu ve çıktım.
o,  ben çekingenlikten kapıya bakıyordum, esnada bir de baktım ki bizimki bizim kızla göz kontağı halinde bir şeyler diyor. bana nasıl bakıyorsa ona da öyle bakıyordu, insan bir acayip hissediyor o sahnede (!"nasıl ya bana baktığı gibi m, bakıyordu ona da. yok inanmam. gözümle görsem bile inanmam. inanamam"). benimkinin ona baktığını anlayınca kapıya bakmaya devam ettim ben de, sanki orda ilgilendiğim bir şey varmış gibi. o arada süpervizor geldi ve bizimki ayağa kalktı o gelince. panikledi gibi. ve sanki onun paniklemesinin sorumlusu ben gibiydim. ben kapıya çok dikkatli bakınca ve ordan süprevizör gelince, bizimki de bunları algılayınca. zira bir süredir o adam gelince bizimki ayağa kalkmıyordu. peki bana baktığını gören bizim kız ne düşündü acaba? bana bakması üzdü mü onu. bir ya da iki kez direkt yüzüne bakabildim, halinden memnun değildi benim kız. belki benimki onunla gözsel iletişim kurunca kendine gelmiştir. belki de benden sonra "vur patlasın çal oynasın" pozisyonuna geçmişlerdir. belki de aslında benimki ondan etkileniyor, samimiler ama ben ordayım diye bilinçli bir şekilde ignore etti onu.
her durumda ikimizin aynı anda orda olması bir hataydı ve buna yol açan kişi benim.
neticede bir şekilde bizim kızda benimki de bu durumdan memnun kalmadı, keza ben de memnun kalmadım.
ama haftaya yine aynı şeyi yapıcam muhtemelen.
veya yarın bir adım atıcam, o bana adım atmıycak, böylece dokturcuğumla olan sahne kapanacak. (28-04-16, 00.22)

23 Nisan 2016 Cumartesi

riske girmemek için yapılan konumlandırmalar yada kaçış

herkes onun ya abisi ya da ablası. daha da kötüsü böyle adlandırmalar onun icadı değil. o mekanın kültürü böyle.
bu adam bu yaşına kadar riskler almadan buraya kadar gelmiş. bu yaşa kadar risk almayan birisi bundan sonra hiç almaz.
gerçi bukalemun gibi. ortama kim girerse ona ayak uyduruyor. ortamda baskın biri varsa onun gibi olmaya başlayabilir.
gerçi içinde yaşadığı çevre baskın olana o kadar da benzemesine izin vermez.
sırf o burada üniversite kazandı diye sonuçta ailesi de onunla buraya kadar gelmiş.
ona dair hiç umudum kalmadı.
zaten o da beni değil standart birini hak eder.
zaten işi başından aşkın. bi de riske girip bana mı zaman ayıracak.

**

dün üzerinde muhteşem renkte bir hırka vardı. yeşil tonları vardı içinde. gözleri de yeşil gibi gözüküyordu. "hırkanız muhteşemmiş" gibi bir şey söylemek istedim, bir kaç kez provasını da yaptım. neticede orası o kadar yoğun ki bir şey diyemedim.
zaten eminim yığınla insan ona bunu demiştir.
ben daha annesini sormadan alelade bir hemşire annesinin nasıl olduğunu sordu. sonra süpervizörü sormuştu. sonra tel de "abla" dediği birisi sordu..
demek ki bu çocuk biz insanlarda benzer hisler uyandırıyor.
yani bir yığın kişi hırkasına methiyeler düzmüştür. hatta bu hırkayla gözlerinin yeşil gibi durduğunu bile söylemişlerdir. belki de bu yüzden onu giyiyordur.
yalnız acayip zevk sahibi bir insanmış. bunca erkek gördüm hayatımda, hatta yolda, orda burda, yığınla insan. ama kimsenin bu kadar güzel bir hırkası olduğunu görmedim.

**

odasına gittim. kapısı açıktı. içerde bir yığın insan vardı. dr cum gördü beni. içerisi kalabalık diye ben giremedim. sonra bir iki kişi çıktı ve kapıyı kapattılar, sonra açtılar, sanki dr beni gördüğü için onlara kapıyı açın dedi gibi bir izlenime kapıldım ben.

yine bir erkek hasta. bana bakıp gülüyor, gözleri bir garip bakıyor. doktor bana bakıp gülüyor. "bende bir sıkıntı mı var" diye düşündüm. yani zerre umrumda değil paratoner gibi bu tip insanları çekmem. ama dr hakkımda yanlış bir hükme varır diye korkuyorum. neyse sonu.ta dr bu duruma epeyce güldü. bana da üthiş gülümsemesini sundu, ben de ona.

sonra insanlar gidince bana da "iyi günler" gibi şeyler söylüyor. oysa ben orda etkisiz elemanım. bunu görmek dr u mutlu ediyor gibi. insanlar gidince ufak bir tebessümle kafamı sallıyorum, o esnada dr unda bana baktığından eminim. bir hoş oluyor kesin o anlarda. zira daha önce böyle anlardaki bakışını, suratının şeklini görmüşlüğüm de var.

bir yerde ayağa kalkması gerekti ve önümden geçti, ben bişi dedim, ama kendime söylüyordum, ona söylediğimi sandı, önümde durdu, hiç bu kadar yakınlaşmamıştık birbirimize. çok hoş bir andı. "ne oluyor lan" dedim hatta içimden :)

sonra sakızı olup oladığını sordum. son bir tane kaldı dedi. "sonuncusu kaldıysa vermek istiyor musunuz" dedim, "son sigara değil neticede" dedi. bozuldum içten içe. çünkü son sigara da olsa ben verirdim ona. ben ondan bir şeyi esirgemezdim. neyse. sonra yine paketi vermek yerine, bana uzattı, alamadım bir türlü, çünkü yapışmış sakız pakete. neyse içeri bir anda 3 hasta geldi. ben sakızı almaya çalışıyorum o bırakmıyor paketi. sonra "siz alın" dedi ve bana paketi uzattı. siz ne lan. o an kesinlikle siz dedi. SİZ NE LAN. kibarlık olsun diye mi uzatıyor paketi, cimri mi, yoksa salak mı.. neyse bende paketi çöpe atmak yerine tuttum elimde, 10-15 daki ka sonra ona uzattım, "belki paketi geri istersiniz" diyerek. aldı, paketin içine baktı, sonra çöpe attı. ben de "birine uzatırken öyle tutmayın, o kişiye verin, öteki türlüsü çok sinir bozucu oluyor" dedim. bakışı kırıldı. üzüldüm. "ben de böyleyim, ne yapak apla" gibi bir anlama gelecek bir şey dedi. her zamanki gibi alttan aldı, kendini değersizleştirdi. ah be doktor. ben mallaşıyorum senin yanında, senin de benden aşağı kalır bir yanın yok ama.

bir yerde göz göze geldik. normalde kaçırmam ben gözlerimi. gözlerimi devirerek kapıya doğru baktım, o anda bana baktığına eminim. bir flört anı'ydı o an.

sonra bitti hastalar. bu hemen tel i cebine attı, ayağa kalktı, ben bir şey sorcaktım dedim. oturdu tekrar. gülümseyerek bana baktı, uykuyla ilgili bizim birederin sorunun sordum, ilacı bir yere yazmasını istedim. teşekkür ettim ben ona, o da çok kibarca rica ederim dedi ve kalktım gittim.

bu da dünün hikayesi.

böyle işte.

1 ay kadar kaldı ve bizde bir gelişme yok.

ee ama dr benle flörtleşiyor arada. abla title ını da takamıyoz bana. ee ben potansiyel bir partner değil miyim be dr? inanılmaz güzellikte birisi olsam, bir bakan yine baksa, o da iş atardı bana. zaten onun bir şey yapması için dışardan bir onay alması lazım. yoksa güvenli sınırlarından dışarı çıkamaz.

en iyisi benim de bir şey yapmamam. nasılsa bir şey olcaksa olur. neticede azeri gitaristimize ben senden hoşlanıyorum dedim de noldu. gitti memleketine. hala nadir de olsa aklıma geliyor. hem sonra hayatıma giren hangi erkeğe ne dediysem neticede ne oldu ki? şuna da iyi ki şunu demişim diyebileceğim bir anım yok.

sonuçta erkeğin kendisi kocaman bir adım atmadıktan sonra ben ağzımla kuş tutsam da bir önemi olmuyor. hayat bana bunu gösterdi defalarca kez.
ordan gidicem ve bir daha dr u görmüycem. bunu bilmek çok can sıkıcı. ama napalım bizim de kaderimiz böyleymiş. (23-04-16, 15.42)

19 Nisan 2016 Salı

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 51

sana öyle bir bakar ki.. sanki yıllardır tanışıyormuşsunuz gibi. sanki hayatta onun için en özel insan senmişsin gibi. fakat come on dude. bu onun tekniği. diğer kadınlara da aynısını yaptı. o müthiş bakışları. o kendini bir şey sanmaları.. o kendini bir şey sandıkça sen de onu bir şey sandın ve diğerleri de onu bir şey sandı.
oysa o da diğer herkes gibi alelade birisi.

-*-*-*-*

spiritüel rehberlerimden birisinin yanında resim yapmaya çalışıyordum. bir kaç kez yaptığım resimleri beğenmişliğim var. ama o gün öyle olmadı yaptığım resmim. bunda da bir sorun yok. beğenmeyeceğim bir resim yaptığım için kendima kızacak, kendime kötü davranacak değilim.
rehberim resmime baktı. bakmadan önceki bakışı, duruşu, ondaki bir şeyler bana dair bir şeyi keşfetmeye çalışır gibiydi. sanki "işte bu kızın yetenekli olduğu konuyu sonunda buldum" gibi.. neticede resme baktı ve tatmin olmadı. o esnada nasıl bir tepki verdiğini hatırlamıyorum.
aynı kişi insanlar yaptığı müziğe eşlik edemiyor diye insanlara kızmıştı. ve sanki onları aşağılamıştı, ama bunu tam olarak hatırlamıyorum.
neticede narsistin tekiydi.
ama çok şey öğrendim ondan.
neticede bir yere kadar bana rehberlik etti. ve ondan öğrendiğim şeyler şu an çok çok işime yarıyor.

asıl nokta şu: biriyle tanışırsın. gözlerin kamaşır bir süre için. yaklaştıkça "bu muydu" dersin. netice de ona dair bir yığın olumsuz çıkarımda bulunursun.
fakat insanız işte. bit yığın defomuz var.
mükemmel olmamızı beklemek yersiz.

ve sonuçta bu rehberime gönül borcum var. o benim elimden tuttu. narsist olsa da bu elimden tuttuğu gerçeğini değiştirmiyor.

hem yazık ona. bir çok konuda bu kadar aydınlaşmış birinin bazı konularda bu kadar takılması..

-*-*-*-*

dr benim eşitim değil. bir noktaya kadar varlığı beni oyaladı.
neticede adam bir-iki yıl sonra ülkenin başka bir noktasına gidecek, ama ben tc de kalırsam büyük şehirlerden birinde eğitime devam etmek istiyorum.
bu adam hala ailesi ile yaşıyor. nerede sevişicez biz, nerede birlikte uyuycaz? hem bakir olma ihtimali bile çok yüksek.
entelektüel olarak benzer düzeyde değiliz.
ana akım bir tip.
hakkatten bu adam bana yönelse hem kırarım bu adamı, hem de üzerim.

amann neyse ne. netice de o da bana bayılmıyor. bence diğer kızla birlikte olsun. tencere kapak meselesi. hem zaten imaj maker a gitmeliymişim. one of his colic said that.

amann sikerler ya. (19-04-16, 23.46)

18 Nisan 2016 Pazartesi

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 50

B. hiçbir zaman benim tarafımda olmadı. başlarda bana yönelikti, çünkü kafasında bir ideal vardı ve beni de o ideale göre görüyordu, sonra istediği gibi biri olmadığımı anladı.
Bunun için kızmıyorum ama ona. hepimiz karşımıza çıkan kişiyi kafamızdaki ideale göre değerlendiriyoruz, sonra ona uymadığını görünce de ondan uzaklaşıyoruz.
Fakat bana karşı özel şeyler hissetmese de bana inandığını, güvendiğini biliyorum. Şu dünyada birine en fazla ne kadar inanırsa, güvenirse bana da o kadar inanır ve güvenir. Ama o son çiftliğin "başındaki" adamla, bizimkine yazan kız hakkında egoma yenik düştüğümü, yanıldığımı düşündü. bana inanmadı. hislerime inanmadı. gerçi o kız önemsiz, gelip geçici bir karakter. onun göremediği yüzünü görmeye vakti olmamış olabilir. ama o adam korkunç bir adamdı. B. de benim gibi kırılgan, onu da çok kıracak bir adam. fakat göremedi onun nasıl bir adam olduğunu. Kasım da aradığında o mekana güzellemeler düzüyordu.
o adamın gerçek yüzünü görmemesi de anlaşılır. çünkü insan o adamı bir şey sanıyor, çünkü entelektüel olarak insanı hem çok güzel ikna ediyor hem de insan kendini acayip bir şey bilmez olarak görüyor onun yanında.

amann neyse ne. demek ki böyle olması gerekiyordu her şeyin.
artık yapacak bir şey yok. ben B. nin çok uzağındayım. kastım sadece fiziksel uzaklık değil. sonuçta artık o gelse de ben yakınlaşamam ona.
bunun nedeni beni sevemeyişi mi? belki de bana yalan söylemesi, belki de beni umursamayışını artık fark edişim, belki, belki.. yani beni sevmezdi ama bana acayip önem verirdi. öyle bir durumda şu an hala onu arıyor olurdum belki.
yani kendi üstüme bu kadar da gelmemek daha gerçekçi..

-*-*-

hani şu yanına bir sürü psikotik gelen, kendisi de psikotik gibi duran ve beni taa en başında kandıran (ama yazık en çok da kendini kandırıyor).. hah işte onun yanına gelen ağır bir psikotik case vardı. ben çok sıkılıyordum o case in konuşmasından. ama bir şekilde kilitliyordu beni. neyse benden numaramı istedi, bende yoğun olduğumu, numaramı versem de onunla görüşemeyeceğimi söyledim kalbini kırmamak için ve neticede vermedim numaramı. sonra bu salak bir kez beni gördü ve ignore etmeye çalıştı, sanki çok umrumdaymış gibi.
varmaya çalıştığım nokta şu: bu çocuk benim ondan hoşlandığımı düşündü. oysa ben insan gibi davranıyordum ona. hoşlanmayı bırak, acayip hoşlanmıyordum, ortamda onu görünce "hassiktir" diyordum. ona karşı yoğun olumsuz duygularım olduğu için bunu telafi etmeye çalışırcasına ona iyi davranıyordum. o da ne kadar anlamıyorsa artık duygulardan. benim bu hallerimi benim ondan hoşlandığım şeklinde yorumladı veya bir şekilde ondan hoşlanabileceğimi düşündü. yazık..
ya dr içinse ben herhangi birisiysem? ya gayet insancıl davranıyorsa bana? yani benim durumum o psikotik kadar ağır değil. ama bazı şeyleri göremiyor da olabilirim.
sonuçta evet o mekane girince dr a doğru çekiliyorum. ama 2 aydır dr bir adım atmadıysa, benim de geri çekilme vaktim gelmiş olabilir artık.
5-6 kez daha gitsem nolcak ki oraya?
zaman ne getirir bilinmez ama daha fazla çaba harcamak istemiyorum onun için.
zaten bir "freak" gibi hissediyorum kendimi ara ara. benim için bir yığın adım atmalı ki kişi ona güvenebileyim, inanabileyim. böyle kendim yazıp kendim oynayınca ve ondan da mikro adımlar gelince veya bir iki adım gelecekse bu beni kesmez. bunlar beni ancak paranoyalarla baş başa bırakır. oysa ya kimse olmasın hayatımda ve dolayısıyla paranoyalarda olmasın ya da biri adam gibi olsun.

ayorlemam bu kadar. dağılabilirsiniz. (18-04-16, 17.28)

17 Nisan 2016 Pazar

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 49

B. yi düşünüyorum da. adam açtı kadınlara. gözü kayıyordu işte. çapkın mı desem, kazanova mı desem, doğru kelimeler bunlar olmayadabilir. neticede bu kontrol edebildiği bir şey değildi. gerçi kontrol edebilse de etmesin zaten. demek ki içinden böyle geliyordu. içinden gelen şeye neden engel olsun ki.
fakat hattın diğer ucunda olan benim için onun bu hallerini görmek pek de hoş olmuyordu.
bu hallerini gördüğüm halde nasıl oldu da peşinden koşmaya devam ettim.
çünkü ben orda olduğum sürece benden başka kimsenin yatağına girmedi. gözü kaydı birilerine ama eylemsel olarak bir şey yapmadı. yapmadım dediyse yapmamıştır, bu konuda ona güvenim sonsuz.
ama yazık lan. içinden geliyorduysa keşke yapsaydı.
ben de malmışım. rahat bıraksana kızım çocuğu. napmak istiyorsa bırak yapsın.

-*-*-*

başka kadınları anlatırdı bana. şimdi beni de başka kadınlara anlatıyordur. çok garip hissettiriyor bu. çünkü o kadınları bana anlattığında yollarımızın ayrılacağı hiç aklıma gelmemişti.

-*-*-*

onu görmeyeli 13 ay oldu.
onu son kez arayışımın üzerinden yaklaşık bir yıl geçti.
son kez 5 ay önce sesini duydum.

-*-*-*

"lie to me" yi izliyorum. telinde gördüğüm kadınının ondan hoşlanıp hoşlanmadığını sorduğumda, gözlerimin içine bakarak "hayır" anlamına gelen bir şey söylemişti. o esnada da yalan söylediğini anlamıştım, özellikle dikkatle bana bakan gözlerinden. ama bana yalan söylediği için kızmıyorum artık ona. yalan söyledi, çünkü hazır değildi gerçeği söylemeye. ben onun %100 dürüst olduğunu düşünürdüm. ama herkes zaman zaman yalan söyler.

-*-*-*

hayatımın şu anki dönemi için "aa çok mutluyum" falan diyemiycem. ama onunla iyiki ayrılmış yollarımız. tam olarak psycho ya bağlamıştım yanında. onun desteği olmadan onu geride bırakamazdım. şu an hala yan yana olsaydık bu da benim felaketim demek olurdu. çünkü "he is not into me". çünkü sürekli kırılıyordum ona. çünkü direkt olarak bana "kardeş olmuyor senle" diyemiyordu, hep bir olasılık bırakıyordu. ben de buna tutunup siktir olup gidemiyordum.
kısacası ona binlerce teşekkürler. bir şekilde yolumdan çekildi.
geldiğim nokta müthiş bir nokta değil. ama bu bile birinin peşinden sürüklenmekten, başka birinin yolundan gitmekten iyidir.

-*-*-*

ilk tanıştığımız, ve son zamanlarda kaldığımız odayı, odanın da dahil olduğu o kocaman mekanı özlüyorum. tabi en çok da uykularımızı özlüyorum. ismimin sonuna "çik" ekini eklemişti bir kaç kez; sonra teline ismimin baş harfine "ey" ekleyerek kaydetmişti beni; kaldığımız odanın tavanına vuran yağmur sesleri; geceleri neredeyse istisnasız her tuvaletten dönüşümde benim için battaniyeyi açması, benim vücudumun soğuk olmasından dolayı arada beni ısıtmak istememesine rağmen istisnasız bana kıyamayıp beni hep ısıtması.. böyle böyle muhteşem detaylar var hikayemizde.

iyi adamdı her şeye rağmen.

ona aramadığım için kızıyor mudur bana. kızmasın. içimden, elimden başka türlüsü gelmiyor. ben onunla aynı yatakta olmayı, bir gün kadını olmayı hayal etmeyi biliyorum. ama bunlar olmadan onunla ilişki kurmayı bilmiyorum. bunlar aradan çekilince bir yabancıya dönüyor benim için. böyle olduğu için kötü sayılmam ben.

kızma bana. (17-04-16, 19.56)


Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 48

dr cum nerdeyse 2 aydır senden bahsedip duruyorum.
fakat bana uygun değilsin sen.
kafa yazpılarımız uygun değil.
anlayışın bana uygun değil.
ayrı dünyaların insanı gibiyiz.
mesela sen aynı espriyi aradan 5 dak geçmeden 2 kez yapabiliyorsun. "what can I do sometimes" ı 10 kere duymuş olabilirim senden. birine bir şey anlatmaya çalışırken aynı şeyi 2-3 kez söylüyorsun. 1 den fazla kez söylediğine göre karşı tarafın anlamadığını düşündün demektir, ee o zaman 2., 3. söyleyişinde tıpatıp aynı cümleleri kullanacağına, farklı cümlelerle anlatmaya çalışsana durumu.

-*-*-*

velhasıl istemiyorum seni.
yani ben seni yine isterdim, ama 2 ay geçti lan. bir tık yok sen de. üstelik ortada en azından başka bir hatun daha var.
yani hem kriterlerin bana uygun değil, hem de böyle sıkıntılar var.

kısacası sikerler. (17-04-16, 12.14)

14 Nisan 2016 Perşembe

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 47

dr muş, x miş, y miş..
B. vardı lan bir zamanlar hayatımda, böyle süper kahraman gibi bir şey. şimdi yok. fotografları da yok. ama hala imgesi benimle. yüzünü aklıma getirebiliyorum.
hani senin kendini kameraya aldığın bir video vardı, mal mal bakıyorsun ekrana, bi noktada yutkunuyorsun, bi noktada ezan sesi geliyor. o videoda ekrana bakmışsın, direkt bana bakıyormuşsun gibi geliyordu bana.
B. taa haziran gibi sildim sanırım fotograflarını. taaa haziran. o an bir cinnet anıydı. o gün silmesem başka bir gün silerdim. pişman mıyım? nıck. zihnimde var imgen. hem zaten fotografların senin gerçekteki güzelliğini yansıtmıyor.

ama dr u seninle kıyaslamam yersiz. başından beri biliyorum dr un seninle aynı kulvarda olmadığını. neticede sen beni istemedin. bu durumda ben ne yaparsam yapayım mübah.

özledin mi beni?
bir gün tekrar sesini duyar mıyım?
bir gün tekrar görür müyüm?
peki birlikte uyur muyuz bir gün?
olur gibi tüm bunlar. o kadar da imkansız değilmiş gibi. belki de o kadar imkansız gelmediği için olmayacak bunlar hiçbir zaman. hani bir şey imkansız gelir ve olunca acayip şaşırırsın ya. imkansız olan bir şeyin olma olasılığı senle tekrar aynı yatakta uyuma olasılığından daha fazla gibi.

neredeyse 1 sene önce aradım seni en son.

neden aramadığımı düşündün mü hiç? peki bir açıklama bulabildin mi? senin için bu kadar "available" olmam hoşuma gitmedi, hatta midemi bulandırdı, hatta hayattan soğuttu. o kadar yanında oldum ki senin.. sonra farkettim ki ha yanında olmuşum ha olmamışım. ikisi de aynı. nasılsa ikisinde de yalnızım. ama senin yanında yalnız olmak, bunu bilmek, bu çok daha zor.

"ararım" dedim sana. ağızdan çıkanlar birer söz. sözümü tutmuyorum ben. sen de aramıyorsun. çünkü "eğer istesedi o arardı" diyorsun.
kasımdaki son konuşmamızdan sonra birisi girdi mi hayatına. seviştin mi birileriyle. sevdin mi birilerini. bilmem kaç yıl boyunca birlikte olduğun kadını mı seviyorsun hala.

siktir et tüm bunları.
iyi misin? sırtın ne durumda? tel de sormayı unuttum. sağlığın yerinde mi? hala o mekandaysan ordaki yemeklerle doyuyor musun?...


haa bu arada. belki de çok mutlu mesut olduğumu sanıyorsun, belki beni kötü etkilememek istiyorsun.
o gün sen beni aradığında garip bir şekilde mutlu bir gün geçiriyordum. belki de senin arayacağını hissettim, bundan dolayıydı o mutluluğum.
netice de mutlu bir insan imajı çizdim.
oysa senden sonra dağıldım, toplanamadım hala. mutlu sayılmam. kesinlikle yapayalnızım.

senden bahsetmeyen ama senin mekanına geldiğini söyleyen bir kız var. tanıştın mı, sevişmiş bile olabilirsin. neyse ne. o kız tam bir göt. böyle boktan bir insan. böyle enerjisi, varlığı. "beni hep yalnız görüyormuş". sanırım "neden" diye sordu bi de. şerefsiz insan. sanane lan. sanane göt. hesap mı vericem sana. tamam ağzımızdan her çıkan sözü ölçüp biçemiyoruz ama bir yerde pot kırınca da toparlamaya çalışıyoruz..
var ya o kıza acayip sinir oluyorum.
sen kim köpeksin ya. bu aralar cildin parlak, kıyafetlerin ciks, fiziğin iyi, yanında insanlar var. lan senin boktan zamanlarını görmedik sanki. title mızdan dolayı bize danıştığın günleri de biliriz.
neticede bu kız benim zerre umrumda değildi geçmişte, en azından gündemime hiç girmemişti. sadece ilk tanıdığım zamanlarda suratı meymenetsiz geliyordu bana. haklı da sayılırmışım. neyse.
neticede sevişmiş olma olasılığınız var ya.. tam ihanet gibi bir şey bu bana....


-*-*-*

hem bir zamanlar sevdiğimi sandığım, sonra beni göt gibi ortada bırakan, bu yıl boyunca yanında bir yığın psikotik gördüğüm boktan herif. ne biçim bir insansın lan sen. aq. umarım bir daha uğramazsın buralara. umarım bir daha görmem hayatım boyunca seni. şerefsiz.

B. umarım şu senle sevişmiş olabilecek kızı da görmem bir daha.


-*-*-*

dr cum işte bunlar var benim gündemimde. iyisi mi sen o stajyer kızla takıl, ne bok yapçaksanız yapın. senin iş arkadaşın bile imaj maker a ihtiyacım olduğunu düşünüyorsa, sen ne düşünebilirsin ki bana dair.
hem onca zaman yanına geldim senin. bir kez bile şarkı mırıldandığını görmedim. ama o kızla geldiğimiz zaman mırıldandın. yoksa heyecanlandın  mı onu görünce? zaten o gün sıkça bana baktın. ona bakmadın pek. o gün adımı söyledin. o gün "öyle bakma" diye takıldın bana. ama yine de ondan hoşlanmış olabilme ihtimalin olabilir mi?
ya bu kız salak ama yine de senden bir reaksiyon görmese ne diye yanına gelmek istesin. hadi bu iki hafta önce oldu. peki bugün neden 2 hafta öncesinin açıklamasını yapıyor bana. tamam kız kaygılı bir tip, bu konuyu evirmiş çevirmiştir kafasında. ama demek ki senden de yüz buluyor.

arkadaş; ondan hoşlanabilirsin, ona yazıyor olabilirsin, vs.
şöyle bir gerçek var ama. benden hoşlansan onu kendinden uzak tutardın dimi bir şekilde? görüyorum ben senin bakışlarını ortama başka bir erkek gelince, onlara baktığımda, hatta bakmadığımda bakışların değişiyor. ama o kız her hafta senin yanına geliyor.
belki de işte umursamıyorsun beni. bu olasılık var ama bunu ısrarla görmüyorum ben.

hayatımda ilk defa onurlu bir karar versem ve bir daha yanına gelmesem, tutabilsem kendimi, uzak dursam senden, belki bir kaç kez o mekanda karşılaşırız seninle. şimdiye kadar birinden hoşlandığımda bokunu çıkardım. hiç birinden hoşlanıp ondan uzak durduğumu hatırlamıyorum.
gerçi uyuz gibi bir soyadı olan occupy dan tanıştığım o göt çocuk birden mailleşmeyi kesince ben de kurcalamamıştım. ama ondan hoşlanıyordum diyemem.
"B. den bir yıl sonra birinden hoşlandım, hatta çok çok hoşlandım ama bir noktadan sonra çaba harcamayı bıraktım": kulağa hoş geliyor bu kurgu.
yineleyeyim:
nasılda ordan gidene kadar da senin yanına gelsem bi bok yapcağın yok. en azında şerefimle, gururumla yanına gelmeyeyim, bu arada ordaki insanlardan da mesleki bir şey öğreneyim. netice de sen de bir öğrencisin, bana öğretebileceklerin sınırlı.

-*-*-*

dr; benim gibi orjinal, tatlı mı tatlı, canını senin yoluna koyacak birini kaybettin; tebrikler.
sonra da "aldatılırım diye evlenmekten vazgeçiyorum" de sen. sonra "evde kaldım" triplerine gir.
salak. benim gibi bir kadın bir daha çıkmaz nasılsa karşına.
 geçmiş olsun. (14-04-16, 23.03)

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 46

ekşi de yazıyor, sanki bir yerlerde de duydum. güya yollar ayrılınca da o kişi kıymetli olurmuş, hatta senin göt olup olmadığın o zaman anlaşılırmış.
yazması kolay. sevmeyen taraf olarak bunları söylemek de kolay. hayatı mahvolansan, hayata devam edemeyensen.. sikerler yani kısacası.
hem aramıyoruz diye unutmuş mu oluyoruz.
kısacası bi siktir git b.

-*-

stajdaki kız. neden bu kadar basit. zeka seviyesi lisedeki birinin zeka seviyesi gibi. acaba ailesi yüzünden mi böyle kalmış bu kız, ya da arkadaş çevresi.. bilemedim.. ataistler bunu da açıklasın.. ama şu konuda haklıyım; bir çok insanın neyi neden yaptığını vs anlayamam ben. ama bu kızı gayet anlayabiliyorum, dr u da anlayabilirim, ikisi de benim için kolay case ler. belki de tam bu yüzden onlar birlikte olsun ya.

kızla hiç uğraşmak istemedim açıkçası. hem dr a "bu kadar da" meraklı değilim. yine dr ların yanına gidicektik. bu salağın kalp atışları bile arttı muhtemelen. son an'a kadar nereye gideceğimi söylemedim, sonra başka bir dr un yanına gittim, arkasından baktım, bu da benim dr un yanına gitti. tee allahım yaa. zaten bugün çok sinirliydim, takatim yoktu onun değişik bir anına gelme ihtimaline.

sonra ben gidecekken, bu salak kızımız.. 2 hafta önce o benim dr un yanına gitmek istemiş, ama diğer dr ların hasta görmediklerini sanmış.. resmen hikaye yazdı, bana gayet uzun gelen, 1 dakika ya da daha fazla konuştu. "he he" deyip içimden dinlemedim bile. bir yerinde "yanlış anlama" gibi bir şey bile dedi sanırım. ben de "sorun değil" dedim. hem o açıklama yaparken hem de sorun yok derken ben suratına bile bakmadım doğru düzgün. bilerek yapmadım, otomatik olarak öyle oldu.
sonra "benim de ilk senem miymiş". geçen hafta bir dr un sorduğu sorulara cevap verdim diye geldi bu soru bence.
sonra poliklinik nasıl geçmiş.
sonra eşyalarıma, kıyafetlerime bakışları. hani böyle baştan aşağıya süzen. hani merak eden. hani benimle bir kıyasa girmiş gibi.
oysa kızın arabası bile var. araba kısmı önemli. araba sürebilen insanlara sonsuz saygım var. bu yüzden arabası bile var diyorum. düşünsene hem araba sürebiliyor, hem dearabası var. sonra zengin herhalde. sonra kedisi  bile var. ailesiyle yaşıyor. el üstünde tutuluyor gibi, yani öyledir herhalde. sonra çok güzel bir yüzü var. sempatik bile sayılabilir.
fakat tüm bunlara rağmen benlik değil.
ben olsam ona bakmazdım benim gibi aday varken. bir kere standart, diğerleri gibi. ama ben öyle miyim. renk getiririm hayatlara. gayet olgun davranıp, düşünebiliyorum.
ama dr a çok yüklenmemek lazım. onu değil de beni seçecek olsa şu an hayatının 12 yılı önceden belirlenmiş olmazdı. ayrıca bu boktan sistemin bu kadar da merkezinde olan bu kirli işi yapmazdı.

aman yaa. siktir ediyorum dr seni.
bir daha yanına gelmesem diyorum.
hem böylesi daha ilginç olur.
zaten yanına defalarca gelsem bile adım atacak gibi bir halin yok.
ordan gidene kadar yanına gelsem ne olacak.
daha fazla anımız olacak.
daha çok bağlantı kurucam zihnimde sana dair.
ama sonu. fail.

ayy. neyse. uzun uzun yanına gelsem mi gelmesem mi diye düşünmicem, nasılsa yalanlıyorum kendimi. gelmek istersem gelirim zaten. (14 nisan 2016, 21.50)

13 Nisan 2016 Çarşamba

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 45

B. ile olan bağlarım.. 1 yıl önceki kişi değilim kesinlikle. sigara içtiğim, uzun uzun hayallere daldığım, imgesini hep hatırladığım.. o günlerdeki kişi değilim artık. 
Onu geride bırakıcam diye çok korkuyordum, onsuzluğa alışmak istemiyordum. yapacak bir şey yok, insan acıyla yaşayamıyor bir müddet sonra..

-*-*

dr benden hoşlanmıyor. limonlu sakızın limona benzediğini söylerken bana bakışını hatırlamıyorum, o andan nasıl bir sonuca varacağımı da bilmiyorum, 2 gündür düşünüyorum ama. o bakış, o an bana aşkla baktığı bir an değildi. ayrıca ona dair sorularımı yanıtlamaya çok da meraklı değil gibi. 
bir de ısparta lıymış. hastalardan birine "bizim oraların konuşmasına benziyor konuşmanız, ıspartalı yım ben de" dedi. lan hani istanbul luydun??

şeytan diyor ki bir daha hiç gitme yanına. içimdeki avoidant işte. hep uzaklaşmak istiyor bir şeylerden. nasılsa haftaya olunca oraya gitçeksem gitçem tıpış tıpış. bu hafta onca gitme-gitmeme planı yaptım güya. tam olarak 3 kez odasına gittim, 4. sünde buldum odasında neticede. yani kendimi boşuna kandırmama gerek yok. 

hem geçen hafta hemşire arkadaşı onu çay içmeye çağırırken hiç de beni umursuyor, benle vakit geçirmek istiyor gibi durmuyordu, ayrıca daha arkadaşı gelmeden de özellikle benim orda kalmamı istiyor gibi durmuyordu. 

acaba o da diğer dr gibi imaj maker a ihtiyacım olduğunu mu düşünüyor.. hehe, bak o dr un söyledikleriyle yavaş yavaş kendini zehirliyorsun.

yahu sonuçta ben memnunum bu halimle, sabah akşam bu halimleyim. birileri beni beğenmiyorsa bu onların zevki, hayatı vb. 

kader kısmet bu işler.

zaten ben üzerim onu.

hem bir araya gelsek ne konuşucaz ki?

ama takılsaydık bir süre fena mı olurdu :/ (13-04-16, 21.48)

12 Nisan 2016 Salı

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 44

dr un annesi lösemi ymiş :/
yanımızda süpervizörü vardı, o sordu dr a. dr. da teknik terimlerle anlattı. ben de benim anladığım şekilde söyleyin dedim. süpevizörü "lösemi" dedi.
kardeşi varmış, o da askeriye de. ve babası varmış.
annesinin yanında teyzesi varmış.
nasıl hissediyorsun dr? sana bir yardımım dokunur mu, elimden bir şey gelir mi, kendine yaklaştırır mısın beni? çaresiz hissediyor musun kendini? çok yoruluyor musun?
dr seni sevdiğimi görebiliyor musun acaba?

sakız çiğniyordu p.tesi günü, cuma günü de çiğniyordu. komikli bir şekilde sakızı olup olmadığını sordum. "çok güzel çiğniyorum dimi" gibi bişi dedi. ben de "evet iştah açıcı çiğniyorsunuz" dedim. sonra uzattı bana, ben paketi alıp içinden kendim alıcaktım, bana o tutuyormuş meğersem. ben de kutuyu çekiştirirken buldum kendimi. neyse aldım, sakızın yarısını ağzıma koydum. "neli" diye sordum, bakıp "limonlu" dedim. ben de böyle çocukça  elimde kalan sakızı göstererek "aa baksanıza limon gibi" dedim. bakıp güldü bana. hoş mu buldu o an beni, çocukça mı buldu, nasıl bir andı bilmiyorum.
bu arada çok seksi çiğniyor sakızı. dudakları çok güzel ya. acaba bir gün uzun uzun öpebilir miyim o dudakları?
benim abazanlığımının bir göstergesi mi dr a duyduğum şehvet yoksa dr mu insanda böyle hissettiriyor, yoksa hem ben ona hem de o bana mı ilgi duyuyor sevişme ile ilgili? umarım dr da bana dair fanteziler kuruyordur. umarım mastürbasyon yaparken beni düşünüyordur, çünkü ben onu düşünüyorum. yerim ya seni, müstehcen anlamda :)
hayatımda kimse bu kadar tahrik etmemişti beni. her zaman seks çok arka planda olmuştur benim için. sadece birlikte uyusak bile yeter dedim şimdiye kadar geçmiştekiler için. ama dr la sevişmek istiyorum. dakikalarca dudaklarından öpmek istiyorum.
hele ayaklarını sallaması yok mu. ayaklarıyla birlikte bedeninin üst kısmı da sallanıyor. eminim sevişirken de öyle sallanıyor vücudu.

sonra ben duruyordum yanında. süpervizörüm aradı, okul taraflarına geliyormuş arabayla. telim titreyince çıktım dr un odasından, yanında hasta vardı. sonra kapıyı tıklatıp "süpervizörüm bizim oraya gidiyor arabayla ben de gidiyorum onunla, haftaya görüşürüz" dedim, "görüşürüz" dedi.
bi de dün sabah 1 kez, öğleden sonra 2 kez odasına gittim, kapalıydı. başka bir dr un odasına gidecekken kapısında hastaları görünce tekrar baktım odasına.
sonuçta yanında 1 saat bile kalamadım, ve yine apar topar çıktım :/

bi de sabah o polikliniğe giderken, koridora karşılaştık, yanımda okuldaki stajyer arkadaşım vardı. biz kapının bir tarafındaydık, o diğer tarafında. kapı kilitliydi, ben de güvenliğe açar mısınız dedim, açtı, dr bizim tarafa geldi, kafamızı salladık birbirimize, sonra biz de onun geldiği tarafa geçtik. ben onu görünce mala bağlıyorum, acaba o ne düşünüyor o anlarım hakkında. umarım kendisinden hoşlanmadığım sonucuna varmaz o anlarım yüzünden. aksine hoşlandığım için öyle davranıyorum.

*-*

bana çok kaba gelen dr epey kafa çıktı. telinin melodisi "game of thrones". bana "sana acilen bir imaj maker gerekiyor" dedi. güldüm geçtim. yanında orda çalışan biri vardı. kısa bir goygoy yaptılar. 10-15 dak sonra "alınmadın" dimi dedi. "yok ya ben halimden memnunum" gibi bişi dedim. bunlar yine goygoy havasına girdi. ben de komikli bir şekilde 2-3 kez teşekkür edip, namaste hareketi yaptım. komikti ya epey. hiç alınmadım dr a. birazcık benim narsist olan avukatı çağrıştırıyor bana. ama bizim avukat narsistlikte profesyoneldi, bu ise beginner seviyede. net ten benim dr a baktımi belki bir yerlere yeni bir foto koymuştur diye. neys etüm dr lara baktım. bu dr un da bir karısı var, bence çirkin ve stantartlıkta bir numara olan kadınlardan. yazık lan bu insanlara, kadın olarak böyle sıradan tiplerle geçiyor bir çoğunun ömrü. oysa standart olmayan, orjinal bir yığın kadın var. gerçi kadınlara neden giydiriyorum ki. sanki bu erkekler müthiş de. sonuçta tencere kapak olayı. bu adamlar bu kadar standart insanları seçiyorsa ve seçtikleri kişiler zevksizse, bu onların da hem standart hem de zevksiz olduğunu gösterir.

güzel bir yer o mekan. tam şu an ordan gidicek olmanın hüznünü yaşadım.

-*-

acaba dr la aramızda bir şeyler olur mu? duygusal olarak olmazsa bile sevişelim yaa.
dr istiyorum seni, anlıyor musun. (13-04-16, 00.28)

8 Nisan 2016 Cuma

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 43

sabah hasta geldi. dr un yanına gittim izin yazsın diye. oturdum yanına. 15 dak geçti. koridorun önünde bekleyen hastaya dr un yoğun olduğunu birazdan halledeceğini söyledim. tekrar dr un odasına girdim. önde 2-3 hasta vardı. ben de ayakta duruyordum, zira hastalar koltukları kapatmıştı. dr "otursana, neden ayakta duruyosun" dedi ona yakın koltuğu göstererek. ben de "geçemedim" dedim. oturdum. içerdeki hastalardan biri "sizin az önce getirdiğiniz hasta ağlıyor" dedi. ben de şaşkınca adamın suratına bakıp "farkettim" dedim. dr güldü tabi. hastalar çıkınca da "hastayı ağlattın" diye takıldı. bir yerde kendi işini yaparken bir şeyle okuyordu ve flörtöz gibi gülüyordu, bana güldüğünü anladım bir şekilde. neden güldüğünü sordum. "hastaya ne dedin de ağlattın.. seninle terapi yapmıycam mı dedin" şeklinde takıldı bana. "yok ya öyle demedim, öğleden sonra anlatırım dedim. o da merak ediyorum, anlat dedi. sonra işimi halletti. çıkarken "öğleden sonra görüşürüz" dedim. kısacık bir süre tepkisiz kaldı. ben o arada kapıya gelmiş, kapıyı açıyordum, odadan çıkacaktım. "geçen haftaki gibi yine sallamadı beni" diye geçirdim içimden, ve "görüşürüz" dedi. şaşırtıcı.

tabi öğle arası mutluydum ben. gülümsemesinden, bana takılmasından, otursana demesinden, görüşürüz den.

rastlantı bu ya, bizim oturduğumuz odada bir masa var, orda biz oturuyoruz, hastaları görüyoruz. bir de yanda bizim neredeyse hiç kullanmadığımız dikgörtgen bir masa var. bizimkinin adı soyadı yazıyordu orada, sanırım tükenmez kalem gibi bir şey yazılmış, belki de kurşun.
kim yazar ki onun adını oraya. kendisi? iyi de neden yazsın adam oraya adını. belki bir kadın. bizim stajyer kız olmasın? olmama ihtimaline de inanıyorum doğrusu. ama demek ki onunla ilgilenen bir kadın var ortada veya vardı. belki de geçen dönem stajyer vardıysa onlarla da... belki bir hemşire... saçma bir durum. hadi biri oraya yazdı onun adını, soyadını. ben nasıl oluyor da görüyorum onu orda. ama belki de taa ilk günden beri orda o ad yazıyordu ve ben yeni gördüm. hemen stajyer kızdan şüphelendim.
hiçbir zaman açığa çıkarılamayacak bir olay gibi duruyor ama belli de olmaz.

neyse, öğle arası mutluluğum devam etti.

çay almaya gittim. çaycı kadın ve adamla konuşuyordum. hikaye bu ya, bunlar da derstelermiş ve dersten çıktılar. o da geldi başka dr larla birlikte oraya. yanında bir dr vardı. vizitlerde bana bakan, baygın gözlü. ben karşıda kim varken diye bakıyorken, onunla göz göze geldik, hemen kaçırdım gözümü ve dr u gördüm. yanından geçerken kafamı salladım herhalde, o da "afiyet olsun" dedi. "lan yemek ki öyle diyor" diye düşündüm. yine salladım kafamı.
bana bakışı, selam vermesi vs. hep birer işaretti bublar benim için. kesin benden hoşlanıyordu.

öğleden sonra iki buçuk gibi gidebildim yanına. bizim saykolok süpervizyon verdi. "hastalar bitti sen geldin" dedi. "bitti mi gerçekten" gibi bir şey dedim. "1-2 kişi kaldı" dedi. ben de "süpervizyondaydım" dedim. bir açıklama yapma gereği duydum. o da "bugün erken bitti, patron öyle dedi" dedi. "patron kim" dedim, dr lardan biriymiş. sonra bir hasta geldi. depresyonda. daha çok hastaya odaklandım. çünkü bizimkine çok bakınca eliyle kafasını kapatıyor. neyse. o hasta da gidince veya daha hasta gelmeden.." 3 te bir hastaya randevu verdim, keşke o saate vermeseydim" dedi. benim anladığım bir yarım saat kadar başka bir hasta gelmeyeceğiydi. "neyse ben de vakama bakayım" dedi ve dolabından bir kitap, pembe bir dosya aldı. o esnada "acaba şimdi gitmem mi lazım" diye düşündüm. alt metinde "gidebilirsin mi" diyor bana emin olamadım. sonra işte o depp hastası geldi. o gitti. sonra hemşire bir kadın geldi. yanımdaki koltuğa oturdu. işin bitmiş, seninle bir çay içelim gibi şeyler dedi. ama fazla laubali ydi. ama dr bundan rahatsızlık duyuyor gibi değildi. sonra bir ilaç mümessili geldi. ben gitmek istedim hemen ordan ama ilaç mümessili konuşmaya başladı. onun çıkmasını bekledim. o çıkmadan zaten dr tel ini cebine koydu, benim bu hareketten anladığım "birazdan gideceğim" demek. ben de ayağa kalktım, "hasta gören başka dr var mı" dedim. birini söyledi. başka biri var mı dedim. benim de 2 hastam var dedi. ben de "görüşmek üzere" dedim, o da "görüşürüz" dedi. ve bu haftaki sahne bitti.

o gelen hemşire yi %99 biliyorum ben. çünkü geçen hafta da dışarda ring beklerken "aa bu kadın o terapi eğitimindeki kadın" diye düşündüm, göz teması kurdum, ama bakışlarında beni tanıdığına dair bir emare göremedim.
bir önceki eğitimde bu kadın kapının önünde 2-3 kadına hararetle bir şeyler anlatıyordu. ben de koridora çıkmıştım. kadının konuşmasını dinledim biraz ve "bu kadın kesin sorunlu" dedim. o bir şeyler söylüyordu, etrafındakilerde onu teskin ediyordu. o da diğerleri de sıradan insanlar. biraz alternatif gözükseler belki bir ihtimal aralarından bir tanesi makul düşünüyordur derdim belki. ama hepsi standart kadın işte. bu kadın herhalde boşanmış kocasından veya boşanacak, kaynanasına veya adama giydiriyordu. böyle klişe güzel bir ses tonuyla, vurgulu bir şekilde "ben bilmiyor muydum pahalı bir evde yaşamayı, ben bilmiyor muydum.. ben bilmiyor muydum.." o kadar çok "ben bilmiyor muydum" demişti ki. aslında güzel bir kadın. saçı, yüzü, fiziği de fena sayılmaz. ama benlik bir tip değil. fazla sıradan.
sonuçta bu kadının dr un yazdığı kadınlardan biri olmadığının farkındaydım o esnada. ama bu kadın bu adamı çaya davet ediyor ve büyük büyük gülüyor kadın. kesin bir hatun mevzusu var. kesin dr a birini ayarlıyor. yoksa ne bu mutluluk be kadın? kadının gelmesine şaşırmadı dr ama kendiliğinden geldiği belliydi. neyse ne yapacaktım ki ben orda? kalsa mıydım mal gibi? dr un bana "hadi bay" demesini mi bekleseydim, ki bu bana çok utanç verici geliyor, hele ki ortamda o kadın varken kendimi küçük düşüremezdim. hatta geçen haftalarda başbaşayken de çıkıp gitmek istedim. çünkü "siktir ol git" demiyor ama demeye getiriyor. yanılıyor olabilir miyim? nedense hiç öyle gelmiyor.
canım sıkıldı, çıkarken ciddiydim. bir kere bana vakit ayırmadı. "vakama bakıcami birlikte bakalım" diyebilirdi, sen de gel bizle çay iç diyebilirdi, yani bir şekilde orda istendiğimi, beni de oraya dahil ettiğini anlardım. kadını başından savabilirdi ya da. ki şu an farkettim; kadının umrunda bile olmadım ben. demek ki kadın dr un kimden hoşlandığını, kime meyli olduğunu biliyor ve beni de kolayca ignore ediyor.
ayrıca hani dr a hastaya ne söylediğimi anlatıcaktım? hem bugün hiç vakit de geçiremedik. öyleyken neden hiç ilgilenmedi benimle?

tüm bunları şu yüzden sorguluyorum; onun da bana meyli var, benden hoşlanıyor vs diye düşünüyordum ama tüm bunlar nasıl da yanıldığımı gösteriyor.

ayrıca "pencereyi açabilir miyim" dedim. "sana zahmet" dedi. hafif bir olumsuz dalga o esnada benden. zira ilk zamanlarda asker edasıyla, sanki ona emir vermişim gibi fırlayıp açmıştı.
demek ki diyorum; ilk günlerde potansiyel bir eştim onun için. artık o kategoride değilim.

bugünden çıkarttıklarım:
1- en azından artık bu adam herkese nasıl davranıyorsa bana da öyle davranıyor. hastasına da bana güldüğü gibi gülüyor. ki eskiden de onlara gülerdi. ama ben ordayım diye öyle yapıyor sanıyordum. oysa benle hiç alakası yok. bir arkadaşı gelince de öyle, belli ki diğer stajyer kızımıza karşı da öyle.
2- benden olsa olsa mikro hoşlanıyordur. çünkü hoşlansa vakit geçirmeye çalışır, bana oynar; tıpkı ilk zamanlarda olduğu gibi.
3- ortada başka birisi veya birileri var. yoksa hala beni bir potansiyel olarak görüp ona göre davranırdı.
4- ayrıca bu adam yüzeyde ilgileniyor benimle. hakkatten derinden ilgilenmiyor. orda benim yerime bir başkası da olsa ona da bana davrandığı gibi davranır.
5- dışarda bana "afiyet oldun" derken ki bakışı, nötr değildi. bir erkeğin bir kadına yönelik bakışıydı. bir arkadaşın bir arkadaşa bakışı da değildi. olsun o kadar, netice de yıllardır erkekler arasında, o kadar da erkeklik olacak yani.



şonuçta kendimi aşağılanmış hissediyorum. elimde olsa bir daha yanına gitmem. ama sanki mecburen yanına gitmem gerekecek gibi. çünkü yanına gideceğim biri daha var, ama o erkek bitirebiliyor. biri daha var, ama bana aç olan bir hayvan gibi bakıyor. gerçi o adamla sevişmek güzel olur. kesin hard sevişiyordur, ama kadını aşağılayan bakışları, duruşu var. ki gelen hastalara aleni bir şekilde aşağılayıcı davranıyor.


ayrıca abarttığımı, yanlı baktığımı kesinlikle düşünmüyorum. bu adam bu hemşireyle arkadaşsa ve kadının bu kadar yakın olmasını sağlıyacak kadar arkadaşsa sikerler lan. demek ki boktan bir adam bizimkisi.
zaten herkesle arasının iyi olmasından da anlamalıydım bunu. karakterli birinin bazı kişilerle arası iyi olur, diğerleriyle de iyi olur ama yüzeysel olur gibi.
hemşire bunu çaya çağırdığında bizimkinin suratındaki gülümseme. kesin bir kadın hakkında konuşacaklar.

SİKERLER LAN. koşullu seviyorum işte. aşağılanmış hisseiyorum. çok derin bir şekilde terk edildiğimi düşünüyorum, daha doğrusu öyle yaşıyorum.


-*-

kaldı ki ben bu adam insanlarla yüzeysel ilişkiler yaşıyor sanıyordum. biraz da bu yüzden üstüne düşüyordum. içimden "yazık lan kimse ilgilenmemiş bununla" diyordum ve öyle yöneliyordum onunla. ama hiç de öyle değil. daha doğrusu ilişkileri yüzeyselse bile memnun hayatından.
ayrıca anan hasta değil miydi lan senin? neden bu kadar mutlu mesutsun? kendimi istisna gibi hissediyordum, "benim yanımda rahat hissediyor bu yüzden sırıtıyor" diyordum. ama bir istisna değilmişim.

mal mal sigara çiğniyordu bide. (insanda onunla öpme isteği uyandırıyordu, o ayrı. ki dudakları da çok güzel hakkatten. pürüzsüz dudaklar. tadına doymak isterdim. dişleri ilk günlerde gördüğüm gibi mükemmel değil.)
hastalara da ters ters davrandı an an, ki bunu çok nadir yapıyordu, yapınca da mahçup oluyor gibiydi. ama o mahcubiyet yok gibiydi. "buraların efendisi benim" gibi bir edası vardı.
belli ki artık bir aday değilim onun için. belli ki bir başkası var kafasında.

-*-

demek ki neymiş;
- ne olursa olsun bir erkeğin, hatta bir insanın götünü katiyen kaldırmamak gerekiyormuş. " ama bu istisna" falan dememek gerekiyormuş. zira farkettin mi? kaybeden sadece sen değilsin, aynı zamanda o, onlar.
- iş mi yapıyorsun orda, o zaman işini yap arkadaş. aşna fişna.. sen sanıyorsun ki karşılıklı hoşunuza gidiyor bu. ama rezil olan, dedikodu malzemesi olan, tedirgin olan yine kadın. ki o ev sahibi bi de.

velhasıl iyi düşünüp taşınmak gerek bazı konularda, hazza yenik düşmemek.
nasıl da mutlu mesut gidiyordum oraya onu görücem diye, o orda diye.
oysa şimdi keşke o orda olmasa diyorum. ama içten içe "ya yanılıyorsan, ya bugün bir istisnaysa, ya o da kaygılıysa senin gibi, ya o da pişmansa şu an..".
kendimi daha fazla kandıramam ki. bu  adam o hemşireyle o kadar iyi anlaşabiliyorsa, kadın ona o kadar yakın davranıyorsa.. SİKERLER LAN. o kadınla iyi olan biri benimle olamaz.

farkındayım, yanılma ihtimalini hesaba katıp umut taşıyorum hala.
ama biliyorum, boş umutlar bunlar.

-*-

Yine yanıldım.
ama iyi oldu. çünkü olması çok zordu onunla. kafalarımız, hayat bakışımız çok farklı.

-*-

Ayrıca doktor sen bir O. ve diğer filozofumsu arkadaş değilsin. senin yoklukta giderin var. yani sana ilgi gösterdik diye bir bok sanma kendini. onlar olsa senin hiç şansın olmazdı.

-*-

yine inandık yine yenildik. ( 08-04-16, 23.03)

7 Nisan 2016 Perşembe

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 42

bugün tersimden uyanmış gibiyim. her şeye somurtarak bakıyorum. bi de rezil oldum. dışardan hem asosyal olarak görülüyorum hem de rezil olmuş.

sırayla gideyim.

1- e. ile birlikte psikologun yanında sohpet ediyorduk. laf nasıl oldu da dr a gitti ben anlamadım zaten. e. sanırım "asistan x uyku ve psikoz çalıştığını söyledi geçen hafta" gibi bir şey dedi. birincisi geçen hafta benden sonra oraya gitmiş. ikincisi dr un tez konusunu bilecek kadar sohbet etmiş onunla. bir ara psikolog 20 yaşında "normal" erkek aradıklarını söyledi uyku merkezinde yapılan  bir çalışma için. e. de "ben erkek arkadaşımı getireyim o zaman" gibi bir şey dedi sırıtarak. bir kere erkek arkadaşın 20 yaşında mı? hem sonra bence erkek arkadaşın yok. geçen hafta panikleyip dr için "ama ben hep oraya gidiyorum" dedin. erkek arkadaşının olduğunu söyleyerek de bu işin içinden çıkmaya çalışıyorsun. ayrıca erkek arkadaşın varsa ne olcak? benim de erkek arkadaşım vardı sözde ama bu b. den ve m. den hoşlanmamın önüne geçmedi. öyle ki erkek arkadaşımdan ayrıldım m. için ama sonuçta b. ile birlikte oldum. neyse ne. iyice paranoyaklaştım, iyice kuruyorum.
kesin olan şey şu; dr la e. sohbet ediyor, dr. ona iyi davranıyor, e. onun yanında mutlu, onun yanına gitmeye istekli.

sonuçta canım sıkıldı. bugün o mekana giderken bile yarın onu göreceğim için heyecanlıydım herhalde. ama e. den sonra dr u görmek için içimde zerre istek kalmadı. hatta şu an yanımda olsa azarlarım, canını yakmaya çalışırım.. hatta ilk olarak ortamı terk ederim.

kendim yazıp kendim oynuyorum.

neyse

2- üst sınıftakilerle aldığımız derste benden bir dönem üstte olan kişiye "bana tanı doğru değil gibi geldi, bence şunlar olabilir" dedim. hoca bir şey demedi. hatta başka bir alemden konuştu. sanki ben bir şey dememişim gibi. sözel bir reaksiyon alamadım. neyse ki 15-20 dak sonra "tanı doğru da olmayabilir" dedi. bu kadarcık. saolsun, en azından bir tepki verdi. söylediklerimi duymuş.
ben yanılıyor olabilirim. ki zaten tanının çok da önemi yok. önemli olan ilişki. ama bir reaksiyon verin lan. en azından iyi-kötü bir şey diyin. insan mal gibi hissediyor lan kendini.
demek ki insanlar böyle böyle dışlanıyor.
sonuçta dediğime pişman oldum. "yer yarılsa da içine girsem" diyorum şu an. o an bunu düşünmek aklıma gelmedi.

-*-*

sonuçta bombok hissediyorum. zaten göt kadar yeri bu saçma tiple paylaşmak yeterince boktan. zaten bu kampüste olmak da yeterince boktan. insanın evi olması güzel bir şey. istediğin kadar kapat kendini eve. kime ne. ama burda her şey kamusal..
of ya. zor günlerden geçiyorum. (7 nisan 2016, 18.44)

6 Nisan 2016 Çarşamba

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 41

ne güzel dedi: "bekaret konusuna önem veriyorsa zaten senin hayatında yeri yok" diye. bana kalsa daha o bişi sormadan, hatta hiç yakınlaşmadan birbirimize, ona "ama ben bakire değilim, ona göre" derdim. neden? çünkü ya buna önem veriyorsa, ya beni çok severse ve bunu önceden bilseydi sevmiycektiyse... sikerler lan. bekaret ne lan. ben yaşadığım şeylerin hiçbirinden pişman değilim. neticede seninle de sevişmek istiycem. onlarla da seviştim, demek ki o zamanlar buna ihtiyacım vardı.
Sonra bu erkekler beni neden istemiyor diyorsun. bak şeker, sen bu erkeklerin hayatını çok kolaylaştırıyorsun. arıza çıkarma nedenin bile "bana neden ilgi göster miyorsun" alt temasıyla oluyor. yani CHALLENGE yok hiç ortada. ama salak mı lan bu erkekler. yığınla kişi arasından ben de seni seçmişim. bir önemi yok mu bunun?

mesela dr a içimden bir sürü şey vermek gerekiyor. mesela en sağlıklısından bir çikolata almayı düşündüm bir kaç kez. geçen hafta ceviz aldım, allahtan odasında yoktu. şimdi de o komik bulduğum videoyu paylaşıcam. Ama o ne paylaştı şimdiye kadar seninle? sen ona bir yığın soru sordun. zaten yanına gidiyorsun sürekli. geçen haftaki dengesizliğini saymazsak, ki saysak bile, şimdiden sen kendinden daha çok şey verdin. git gide alma ve verme dengesi bozuluyor.
bu sefer gururlu olmak istiyorum ama ben. sabırlı olmak, acele etmemek, dürtüsel davranmamak, yavaşça da olsa erkeğin kendinden bir şeyler sunmasını beklemek..

şu an mesela bir şekilde dr da var düşündüklerimin arasında. oysa ben artık bir erkeğe daha fazla zamanımı harcamamalıyım. -meli'li -malı'lı cümlelere dikkat!!

-*-*

aylar sonra ilk kez 20 dak meditasyon yaptım. zamanla epey değişmişim. özellikle boynumda, ve tabi omzunda ciddi bir enerji blokajı var. ve dizimde. mesela sanki birisi boynuma bir tasma gibi bir şey takmış ve o tasma sıkıyor gibi bir his. diz im için de benzer  bir his. neticede 20. dak ya az bir zaman kala boynumdaki blokaj epeyce kalktı.
VAY BE! çok acayip bir deneyim.

Sonra ilişkilerin abc'sinde okuduklarım.

-*-*

Bu yıl kendime çektiğim insanlar çok acayipler. hem de hayatımın hiçbir döneminde içine çekilmediğim bir grup. özellikle bana sürekli ulaşmaya çalışan kişi;
- para
- evlilik
- bir şekilde bekaret
- dedikodu
.
.
.
yığınla insan var. birilerini yargılasam ne olacak.. boşuna kendimi kirletirim. ama bu kişi bir şekilde hayatımda. onun enerjisi ve benimkisi karışıyor. bir noktadan sonra ona mı benzedim acaba? hiç istemiyceğim bir şey bu.

aslında bana hayranken bir sorun yok-tu.
geçmişte de bir ya da iki şey yapmıştı.
ama geçen hafta sunumdan tam puan aldığımı söylediğimde "nasıl" demişti. sanki ben alamazmışım gibi.
sonra az önce dr a dair bir şeyi hararetle söylüyorken bir şey dedi, ne dediğini hatırlamıyorum, ama "tamam canım daha fazla uzatma" gibi bir şeydi.
ben de bir şeyler söylüyorumdur, kırılıyordur birileri..
ama bana böyle davranıldığında o kişilerden uzaklaşıyorum ben.

tamam, kabul, zaman zaman kendimi başarısız, çirkin, aptal görüyorum. ama benim dışımda bir başkasının beni böyle bulması hoşuma gitmiyor. tamam beni göklere de çıkarmasın kimse. ama saldırı olarak algıladığım şekilde beni değersizleştirmesin de.
zaten bu kişi "bilginin iktidarına" çok takmış biri. ben de o kadar bilgili değilim. "ee sen ne biliyorsun ki" demiştir an an, tıpkı dr un ve diğerlerinin dediği gibi. evet bilmek çok iyi bir şey. ama ben böyleyim. bu halimden memnunum. sen de beni böyle kabul edeceksen, buyur gel, belki varlığın çok hoşuma gitmez ama katlanabilirim sana. ama bana saldırı da buluncaksan yer yok hayatımda sana.
yani bu kişi yüzünden kendimi kötü hissetmek istemiyorum. bir kaç kezdir hissediyorum. en azından daha fazla.
ben de birilerine kötü hissettiriyorsam SİKTİRİ ÇEKSİNLER bana. istiyorlarsa bir şeyler demeden gitsinler. ama tıpkı dün o çocuğun baktığı gibi kurbanlık koyun gibi ıslak gözlerle bakmasınlar bana bi zahmet.

ayorlemam  bu kadar. hadi şimdi dağılın! (6 nisan 2016, 23.02)

5 Nisan 2016 Salı

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 40

her şeyin bana göründüğü hal günden güne değişiyor.
bugün taa hazırlıktan beri tanıştığım arkadaşımla görüştük. askeriyedekiler güzel olmasa da bakımlı ve feminen gözüken kadınlardan hoşlanıyormuş. öyle dedi. saçma mı? değil. sonuçta O. bile bana "sen çok iyi bir insansın" deyip beni kadını olarak göremedi. O. bile beni istememişken dr beni ne yapsın. diğer stajer kızla arasında bir şeylerin olmaması için hiçbir neden yok. hatta çok da logical.
dr sana haksızlık mı yapıyorum? yok be dr. "sana haksızlık mı yapıyorum acaba" diyerek kendime yükleniyorum boşu boşuna. sen de o klasik erkeklerdensin işte. öyle olmasan, orda ben varken, hatunlar için kongrede otelde kalmayı seçtiğini arkadaşın söyleyemezdi, sen de onaylayamazdın.
sanki bu dünyanın gerçeklerinden bağımsız bir şekilde yaşıyormuşum gibi. sankii bu dünyadan biri değilmişim gibi. neden böyleyim ben.
ben de birilerinin canını yaktım ve hala yakıyorum. yıllardır arkadaşım olan çocuğa "benden hoşlandığını düşünüyorum ama ben senden hoşlanmıyorum" dedim. neticede çocuğun bakışları bile rahatsız ediyor artık beni. kurbanlık koyun gibi bakıyor bana. kendimden tiksiniyorum resmen ona bakınca. ama çocuk mailde dedi ki "zaten bu aralar kadınlar konusunda fail durumdayım, reddediliyorum, demek ki senden hoşlansam sen de beni reddedecektin" dedi. belki kendi kurgusunda çok haklı. belki ben çoktan bir insanım. her neyse işte. ama yine de o bakışlarla karşılaşmak istemiyorum. arkadaşım bana pasif agresif davranma. geçen günde böyle davrandı, "aa senle bir ilgisi yok, canım sıkkındı, yorgundum vs" dedin. bugün de öyle baktın. lan ben salak mıyım. anlamıyor muyum bakışlarından neyin ne olduğunu.
neyse. canım sıkkın. kendimi ifade edemediğimi düşünüyorum bazen. özellikle teyzenin sınıfında hiç rahat hissetmiyorum kendimi. anlaşıldığımı düşünmüyorum. geçen haftalarda da böyle düşündüm, boktan hissettim. ama yine de neden hala o sınıfta ısrarla konuşmaya çalışıyorum. siktir et lan hepsini. belki hepsi müthiş tatlı insanlar. ama işte bir araya geldiğinizde boktan hissediyorsunuz kendinizi.

-*-*

bugün düşündüm de; daha 2 ay öncesine kadar dr yoktun sen hayatımda. şimdiyse durmadan seni düşünüyorum. sikerler lan. kimsin ki sen. hem ben ne vaad edebilirim ki sana? vaad edebileceğim bir şey yok sana. o zaman ne diye peşinden koşayım ki.

İçimdeki şu her şeyi yüz üstü bırakıp gitmek isteyen his. oysa şimdiye kadar sadece böyle düşündüm, pratikte hiç öyle bir şey yapmadım. belki de artık yapma zamanı geldi. belki de dr la başlamak gerek buna. zaten şu an görmek istediğim son kişi sensin dr.

sen standart bir insansın diye neden sana kızıyorum ki ben dr? aslında standart olmana kızmadım. bana iyi, kibar, ilgili davranmana kızdım. belli işte hoş buluyorum sen. sen bana öyle davrandıkça ben senin de beni hoş bulduğunu sanıyorum. ama sen bir çok kişiye öyle davranıyorsan ben o kişilerden biri olmak istemiyorum.

ne kadar salağım dimi. ben dr un benden hoşlandığını düşünmüştüm. mesela ben de nadir de olsa gün içinde birilerine flörtez davrandım dr u tanıdığımdan beri. ama önceliğim hep dr. oldu. diğerlerine öylesine, keyifli olduğu için öyle davrandım.

O. demişti ki "herkesi kendin gibi görüyorsun, görme". haklıydı herhalde. ben nasılsam öyle görüyorum karşı tarafı.

Lan adamın sözde anası hasta. ama bana ilgili davrandığını düşünüyorum. ve kendimi bir istisna olarak görüyorum. ya ben istisna değilsem? ya bu adamın böyle davrandığı başka kadınlar da varsa? ya sadece o stajyer kızla sınırlı değilse..

-*-*

yine kendime yazık ediyorum ya. boktu, püsürdü derken zaman geçiveriyor. belli ki kimsenin şu hayatta bana faydası olmayacak ve komple/sonsuza kadar başımı dayayabileceğim bir omuz olmayacak. veya olacak ama ben o omzu istemiycem.

neyse lan. hepinize, şu hayatta tanıdığım herkese siktiri çekiyorum tek tek. hepinizin canı cehenneme. hiçbirinizin yanında kendim gibi olamıyorum. hep bir yanım rahatsız.
genelleme mi yapıyorum yine? ama "paranoyak olduğum takip edilmediğim anlamına gelmiyor" şeklinde bir söz vardı hani.. hep de bu sözün ardına sığınıyorum dimi. tutunabileceğim başka bir söz yok. ya genelleme yapanlar haklıysa. ya her şey çok boktansa aslında.

-*-*

şekerim sen bir şeyler yapıp kendine gel. bu kafa iyi bir kafa değil.

yarın uyanınca her şey farklı görünecek.

peki hayatımda bir değişiklik yapıp doktordan uzaklaşayım mı? bir daha yanına gitmeyeyim mesela. ne kaybederim ki. şu an'a kadar aldığım haz bana yeter de artar bile. daha fazla devam etmek demek, her şeyi elime yüzüme bulaştırmak demek. kaldı ki hem ayrı dünyaların insanıyız, hem de ben uzun vadeli bir gelecek planı yapamam onunla, çünkü onun önümüzdeki 10 yılı şimdiden çizilmiş gibi.

belki de en iyisi AVoIdanT davranmak dr.a.

oofffff. Çok özlüyorum seni. hem de çok. neden istemedin beni. bak yolumu kaybettim. senin hiç onaylamayacağın insanların peşinden sürükleniyorum, hayatımı piç ediyorum. (05-04-16, 21.13)

3 Nisan 2016 Pazar

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 39

Gerçekçi ol, dışardan duruma bak:
- normal koşullar altında dr u yolda görsem ilgimi çekmezdi. gülmesine, kibarlığına tav oldum.
- pek fazla ortak noktamız yok; bu gayet ortada. hele ki O.ndan sonra çok boş beleş bir tip dr. şimdiye kadar kendi kararlarını alması, düşünmesi pek gerekmemiş, var olan kurallara uymuş vb.
- gözümde büyütmeye gerek yok dr. düşünmeye de gerek yok daha fazla. o koşsun peşimden eğer hoşlandıysa.
- istediği kişiyle birlikte olsun. yaşı 30 olmuş. annesi evlenmesini istiyordur artık. o da istiyordur tabi. ben bu kriterleri karşılayacak kadın değilim. ben bir-iki sene sonra tahininin çıktığı yere gidecek kadın da değilim. öyle bir kadın olmadığım için onu tavlamaya çalışmak vs. çok acımasızca. istiyorsa o gelsin peşimden. öte türlüsü tüm bunları bilip onu kandırmak, yoldan çıkarmak olur.
- belki de kaderinde o dangalak kız vardır. belki de onunla evlenecektir, çocukları falan olacaktır. dr mutlu olacaksa onunla birlikte olsun, ben aradan çekilirim. zaten benim istediğim gönül eğlendirmek. max 2 sene biçiyorum birlikteliğimize. sonrasında tekmeyi basarım, 1 yıllık ilişkimde olduğu gibi. sonra toparlanamaz dr.
- velhasıl aynı yolun yolcusu değiliz dr. sen ver kararını.
- bundan sonra kıskanmak, çok feci bir şey yapmadığın sürece trip atmak yok.
- o dangalağa da ekstra iyi davranıcam lan. istediğinde o gitsin dr un yanına.

DAHA DA DÜŞÜNMİYCEM SENİ DR. Sen de zaten herkes gibisin. Lan O. bırakmış beni. Sen mi tercih edeceksin. Sen mi anlayacaksın beni. peh. davul bile dengi dengine lan. (3 nisan 2016, 20.56)

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 38

Hayatımda defalarca girdiğim loop a tekrar girdim.
-"dr dan özür dilemeli miyim"
-"dr a bir adım atmalı mıyım"
-"dr un adım atabilmesi için onu adım atmaya itmeli miyim"
- "ben mi o dangalak kız mı demeli miyim?"
.
.
.
kafamda deli sorular. dün de bugün de böyle geçti.
cuma günü ortada bir şey yokken kendi kendimi ikna edip ona alındım ve kendimi geri çektim. şimdi de yaptığım gafleti farkettim ve tedirginlik aşamasına geçtim. "acana nasıl TELAFİ edebilirim yaptığımı" diye düşünüyorum bolca.
işte tam da burda dengeler bozuluyor. cool olan ben cool olmaktan çıkıp yapışkan kız oluyorum.

Tamam ya son kez karar veriyorum:
1- cuma günü üzgünüm deyip, özür dilicem. neticede adamın hayata karşı olan tutarlılığı ve ayarlarıyla oynamaya gerek yok. hem bu konudan dolayı bir daha üstüme gelmesin, hem de yanlış yaptığımı farketsin. hem de ona bir ayar çekeyim; "böyle durumlarda NEYİN VAR diye soruverin bir zahmet. diğer insanlara soramasanız da bana sorabilirsiniz kolaylıkla".
2- o dangalak kızı unut gitsin. ona olabildiğince iyi davran. kızma, ignore etme, bırak oraya gitmek istiyorsa gitsin. nasılsa cumaları senin. zaten perş o dangalak modunu düşürdü ve suratsız olarak oturdun orda, onu ignore edip süpervizörü ile konuştun.
ayrıca ben erkek olsam o dangalak kızı değil beni seçerdim. çünkü kendimle birlikte eğlenirdim, iki kelam ederdim ufkum açılırdı, kendimin yanında kendimi güvende hissederdim. o kıza meyli varsa, o kızla bir şeyler yaşayacaksa da siktirsin gitsin. hatta bu durumda ona teşekkürü bir borç biliyor olurum; öyle bir dangalakla birlikte olup rengini belli ettiği ve daha fazla vaktimi almadığı için.
yani yapılacak tek şey o dangalağı sallamamak.
3- katiyen adım atmıyorum. gülelim, eğlenelim, birbirimizin yanında rahat olalım, tanıyalım birbirimizi, en kötü KANKA oluruz yaw.

NOKTA. daha da bu konuyu düşünmek istemiyorum. (03 nisan 2016, 16.09)

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 37

Rüyamda O.nu görüyorum. Sanki yer yer başka bir surete dönüşüyor ama daha çok O. Bana çok yakın davranıyor. İnsanlara gıcık gıcık davranırken bana iyi davranıyor. İnsanlar arasında bile elimi tutuyor, bana dokunabiliyor. Çok mutluyum ben rüyada.
Yine O. çıkıyor karşım. Tam bitti, artık bağlar koptu derken.. Bugün yine allak bullağım. Bedensel olarak dünden kalma gibiyim.
Dün sürekli dr u düşündüm. Oysa dr gayet de sıradan bir insan. Benim gibi değil. O.nun gibi de değil. O. dr u görse ne derdi acaba. Kesin gözü tutmazdı. Klasik erkek derdi.
Zaten ilişkinin bu ilk flörtümsü aşamasında ben çok maharetliyim. Mesela 2-3 yıl önceki S. O kızı değil de beni tercih etmişti. 15 gün-1 ay kadar peşimde takılmıştı. 2-3 gün süren kıskançlık-yabancılaşma- soğuk darvanma ve sonra aşırı telafi davranışlarımdan sonra bana tekmeye atmıştı. Ve aradan 10 gün bile geçmeden o kıza yürümüştü.
Şimdi dr için de aynı şey geçerli. Şu an için benden etkilenmiş olsa bile bu adam bir tane kadından etkilenecek kadar görmüş geçirmiş ve olgun bir adam değil. Bir onur değil  dr. Onur un herkesin güzel bulduğu arkadaşıma yöneldiğini sanırken bana yönelmesi.. Ama onur bir istisna. Ben uzaklaştığımda, diğer insanların diliyle trip attığımda, ölü taklidi yapıp, hiçbir şey olmamış gibi davranmazdı. Sorgulardı, anlamaya çalışırdı, çözüm bulmaya çalışırdı, yaralarımı sarmak için uğraşırdı. Dr. sa burda sınıfta kalmadı mı? Hakikaten bu kadar klasik bir adamla birlikte olabilir misin sen? O.ndan sonra birinden hoşlandın, bu çok önemli. Ki zaten sen normalde kısa aralıklar birinden hoşlanabilecek birisin. Ama artık büyümedin mi? Her hoşlandığın ve sana bir şekilde yamuk yapan birisinden sonra biraz daha kırılmadı mı içindeki çocuk? Sonuç olarak ben direkt olarak insanlara saldırmıyorum. Onlardan bir saldırı aldığımı sanıp kendimi onlara kapatıyorum. Dolayısıyla öyle anlarda kırıldığım çok belli. Ortamda kırılan birisi varsa "ben ne yaptım acaba" diye sormak gerekmez mi? İnsan olan böyle yapmaz mı? olgun birisi öyle yapmaz mı? Adam gelmiş 30 una. Hala olgun değilse senle mi olgun olacak. Sorun şu ki sen de olgun değilsin. Eğer aranızda bir şey olursa yıpratırsınız sadece birbirinizi.
Zaten bana tav olduysa cesaretime, atılganlığıma, zekama, güler yüzüme tav oldu. Ben son bir yıldır nasıldım ey evren? hatta Onunla olan ilşkimde nasıldım? Sonuç olarak bu hallerim benim ilişki içindeki hallerim değil. Bunlar ilk günlerin heyecanıyla bedenimin verdiği tepkiler.

Velhasıl şuraya varmaya çalışıyorum:
Bizden bir cacık olmaz.
Çünkü ortamda o dangalak kız da var. Bizimkisi ona iyi, hoş davranmasa o dangalak oraya gitmek için o kadar hevesli olmaz. Demek ki adamdan karışık sinyaller almış ki oraya gitmek için can atıyor. Perş günleri o gidiyor oraya, cuma günleri ben. Adamın götünü bir güzel kaldırıyoruz.
Bir yandan evet kibar birisi, evet kıza karşı özel bir ilgisi yoksa bile sırf iyi davrandığı için kız oraya gitmek istiyor olabilir. Ama bu adam erkek türünün pek gelişmemişlerinden. Dolayısıyla o dangalak sırf hoş olduğu için ondan etkilenmiştir, en fazla yan cebimde dursun mantığıyla hareket etmiştir. Böyle adamların ciğerlerini bilmiyor muyuz amına koyayım.

Daha doğrusu ben de onun gibi davranabilirdim belki. Ortamda hoş bulduğum birisi var. Birkaç hafta sonra bir başkası geliyor. İkisine de iyi davranıyorum. Birinden hoşlanıyorum diyelim, diğerini de hoş buluyor...Ay yok ya. Ben böyle biri değilim. Ben dr dan hoşlandığımdan beri beni hoş bulduğum o intern çocuğa bakmıyorum bile mesela. Hakkatten birini hoş bulsam, diğerini yedekte tutmam ben. Ama birini sadece hoş bulsam, o zaman diğerini de hoş bulabilirim.

Tamam, kabul, şu yaşta karşıma çıkan kişiyle "bir ömür birlikte olma" hayali bile bana çok uzak geliyor, çok istesemde. Ama karakterli ve olgun bir erkek istiyorum ben karşımda. Net olsun lan. Mesela memedini dr un yaptığı gibi yapmazdı. O dangalağı hoş bulsa bile taktiksel olarak siktiri çekerdi ona.

Tabi bu yazdıklarımın hepsinin varsayımı şu: Dr benden hoşlanıyor, kızı da hoş buluyor ve cepte tutuyor. Belki de hiç ben de değil. Belki de sadece hoş buluyor beni ve eşit şekilde o dangalağı da.

Neyse ya. Sikerler böyle aşkın ızdırabını. Hayatımdan ilk kez karakterli davranıcam ve mecbur kalmadıkça dr un yanına gitmicem. Varsın hakkatten benden hoşlanmış olsun. Hoşlandıysa bir adım atsaydı şimdiye kadar ibne.
Zaten kadere inanan biriyim. Onunla olmuyorsa ve ben böyle bir karar alıp ondan uzaklaşıyorsam bu demektir ki böyle olması gerekiyor.

O dangalakla sana mutluluklar dr. Dünyada gerizekalı bir çiftin daha oluşmasına katkıda bulunduğum için tebriklerinizi kabul etmiyorum, o tebrikleri alıp bir yerlerinize...

Yeter lan. Off be. Sırf adamla aramda bir şey olsun diye takındığım imaj canımı sıktı.
Amına koduğuma SİZ deyip duruyorum. SİZ ne lan. ne demek bu. sonra onca zaman yan yanayız. bir gün bile gel birlikte şunu yapalım demedi. düşünemiyor mu bunu? öküz mü? sallamıyor mu? herhangi biri miyim onun için?
Sikerler lan. Hoşlanıyorduysan şimdiye kadar atacaktın adımını. Gerekirse risk alacaktın. Yok annen hastaymış, yok çekingenmişsin, yok şu yok bu.. Adım atmamana bile ben kılıf buluyorum baksana. Farzedelim ki o mekanla işim bitti ve sen bir adım atmadın..

Bi de şu var. İki hatun da odana geliyor. Sana demişim bir kez "istersen ben başka bir dr un yanına gidebilirim" diye. demek ki o dangalak da başka bir yere gidebilir.
lan belki de hakkatten de ikimize birden yürüyorsun.
Herhangi bir adamdan böyle bir şey beklerim. Ama herhangi bir adamla benim işim olmaz.

Katı mıyım çok? Keskin miyim?
Bir ilişki yürütebileceğime inanmıyorum. Mesela memedini gibi biriyle bir ilişki yürütülebilir, çünkü adam görmüş geçirmiş, yön gösterebilir, bana doğru yolu gösterebilir. Veya onur gibi biriyle de bir ilişki yürütülebilir.
Neyse ya dr. Hoşça kal. Umarım iyi ve mutlu olursun. Umarım kimse aldatmaz seni (bundan korktuğun için evlenmekten soğuduğunu söylemiştin). Umarım mutlu, mesut olursun. Umarım bir kadının olur ve o kadun harbi bir kadın olur. Umarım hayat seni çok yıpratarak olgunlaştırmaz seni. Umarım karşına iyi insanlar çıkar (my parents all time says that:) Yani tüm iyi dileklerim seninle.
AMA;
daha fazla duramam yanında. yapmam gereken işler güçler var. seni düşünmekten onları yapamıyorum. kafamı bir şekilde meşgul ediyorsun. oysa sana tüm acımasızlığımla bir etiket yapıştırıp, seni bir kenara koymam çok daha kolay.
Neyse ya daha fazla uzatmanın faydası yok. (03-04-16, 13.15)

2 Nisan 2016 Cumartesi

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 36

çooğ acayip şeyler oldu.
**
perş günü güzel bulduğum ve dr tanışmasını hiç istemediğim halde benim yanımda tanışan kızla dr ların yanına gidicektik. "ben şuraya gidiyorum" dedim. o da "ben de seninle gelebilir miyim" dedi. ben de "diğer dr lar varken birlikte gitmeyelim, bak sen şuraya gidebilirsin" dedim. o dangalak da "ama ben hep oraya gidiyorum" dedi. ben de şaşırdım tabi, muhtemelen bu şaşırışım suratıma ciddiyet olarak yansımıştır. ben de "tamam sen oraya git ben şuraya giderim" dedim. o dangalak da "yok ya sen oraya git ben buraya giderim" dedi. ben de "yok ya önemli değil ben giderim şuraya" dedim. o da "ilk sen söyledin sen git" dedi. harbi dangalak ya. sonuçta uzatmadım ve ben dr un yanına gittim.
bu neydi dimi şimdi.
dr un yanına gittim ama sanki dr bu kıza yazıyormuş gibi ihanete uğramış bir şekilde hissettim. pas vermedim ona. bir yandan da içimden "iyi de dr bir şey yapmadı ki" dedim, durdum. sonra dr un süpervizörü geldi. ben de normalde muhattab olmamaya çalışırdım onunla, zira dr un yanında başka bir erkekle muhattap olmamaya çalışıyordum, zira dr un kıskandığını düşünüyordum.
neyse ki çıkmaya yakın aklım başıma geldi. bir işim olduğu için gitmem gerektiğini söyledim. ve annesinin nasıl olduğunu sordum. o da annesinin haftasonu fenalaştığını ve şu an hastanede yattığını söyledi. teşhis de konmamış henüz. geçmiş olsun dedim ve çıktım.
**

gelelim dün e. gayet modum yerindeydi. karşılıklı güldük eğlendik. bir yerde antisosyaller hakkında ona takılıyordum ben. "aa ama öyle demeyin. dexter diye bir dizi var, o da bir seri katil ama sosyal hayatı gayet iyi" dedim. o da "ama o film" dedi. "ben de filmlerde gerçek hayattan alınma, sonuçta bilim kurgu değil bu film" dedi. o da " eğer bunca şey arasında bu durum bana denk geliyorsa, bu duruma uygun aklıma söylenecek sözler geliyor, ama şimdi söylemeyeyim" dedi. benim de o gülen suratım birden ciddileşti. modum düştü. içe döndüm. aramıza duvarlar koydum. ve dedim ki "benim aklımda bir şeyler canlanmadı, ama bence de söylemeyin" dedim.
sonrası sessizlik. arada bu bir şeyler söyledi. "kendimi gişe görevlisi gibi hissediyorum bazen", "paralı askerlik çıksa da şu askerlerle uğraşmasak" gibi şeyler. ben tek bir kelime bile etmedim. sadece ciddi ciddi baktım. sonra bir hasta çıkarken bizimki başka bir hastaya seslendi "abdurrahman" diye, çıkan hasta da sanırsam bize iyilik olsun diye "abdullah" dedi. ben de gülmeye başladım, birbirimize baktık o an karşılıklı güldük. hani iki sevgili küsmüştür ama birden bir şey olur ve gülmeye başlarlar. buzlar erir falan. öyle bir şey oldu. sonra başka bir hasta ayakta onun masasına yakın bir yerde bir şeyler söyledi, bir yerde "denizliliyim" dedi. orda ben gülmeye başladım sessizce, o göz ucuyla bana baktı ve hemen bakışını kaçırdı, ve güldü o da. bu da güzel bir andı.
sonra ilk defa hastalar bitmeden bu hadi çıkalım dedi. "öğleden sonra görüşürüz" dedi. ben de"kolay gelsin" dedim ve bastım gittim.

sonra öğle arası bir yarım saat kadar daha kızdım içimden ona. sonra "lann ne yaptı da bu adam ben kızıyorum buna" dedim.
nasıl bir gerçekliğe inandırdım ki ben kendimi o an.

neyse.
öğleden sonra başka bir dr un yanına gitçektik hastayla, o dr bilgisayarını kapattığı için bizim dr un yanına gittik. ben girdim odaya. odada hastalar çıkınca, bizimkine "durum bu, siz yapar mısınız" dedim. o da "işte şimdi benim kucağıma düştün" dercesine "what can ı do sometimes" dedi. ben de "o an bu an mı" dedim. o da "yok ya şaka yapıyorum" dedi. neyse meğersem o hasta bunun hastasıymış zaten.
çıkarken gayet de duyabileceği bir sesle "görüşürüz" dedim, bişi demedi :/
sonra süpervizörün yanına gitti. o da bu hastanın oraya uygun olmadığını söyledi. neyse birlikte dr un yanına gittik. kadın "odanızdaki eşyaları çok beğeniyorum" dedi. "mesela bardak" dedi. "ben deçok beğeniyorum onu" dedim. "hatta ne yazıyor üzerinde merak ediyorum" dedim. "hasbelkadar yazıyor" dedi kadın. "küçük harflerle bişiler yazıyor" dedim. neyse. sonra odadaki hastalar gidince "benim ihtiyaç molası vermem lazım" dedim komikçe. kadın da "git tabi" dedi. neyse gittim geldim. kadın ayaktaydı. ben oturdum. güldü bunlar bana yine. dr; "ben sana bu hastayla boşuna uğraşma dicektim" dedi. neyse gülmeli eğlenmeli anlardı. dr bana sevgiyle, gülerek bakıyordu. sonra çıktık kadınla.
sanki dr la aramızdaki buzlar çözülmüş gibiydi.

çıkarken iki kere yanına uğradım. hem ona bir gün önce özellikle onun için aldığım cevizleri vericektim, hem de kendimi şirinlikle affettirmeye çalışacaktım.
ama gitmiş.

**

böyle absürd dü işte her şey.

1. si; beni affedecek mi? bundan sonra yakın davranacak mı bana?
2. si ona açıkça "dr yanlış yaptım kusura bakma" demeli miyim? böylece dengesiz olurum ama tutarlı davranıyor da olurum.
3. sü o dangalak kız da neyin nesi yahu? acaba ona da bana davrandığı gibi mi davranıyor. eğer öyleyse yazıklar olsun ona.

he rşey karıştı yahu birbirine. (2 nisan 2016, 21.28)