2 Ocak 2017 Pazartesi

onda da bunda da şunda da değil ya la mavi boncuk :/

Mert e bok atıyorum, geçmişte unutamadığı biri old için.
Şivan Perwer in Ey Felek şarkısını dinliyorum şimdi. Bün'ü hatırlıyorum ben de. Hayır aslında hatırladığım bün değil, onun old zamanlardaki benim. O, o çiftliğe gitmiş. Geride ben kalmışım.Yeşil Bahçe'deyim. Bu şarkıyı dinliyorum. Akşam vakti. Sessizlik hakim. Bün var kafamda, herbir hücremde. Öyle ki 1 yılımı aldı sabahları ilk uyandığımda hatırladığım ilk şeyin o olmadığı zamanların gelmesi.

İçimde ölen bir şeyler var. Mesela aratmıyorum orda şurda ismini. Elim gitmiyor bir türlü. Hem sonra bir kez bile G ye veya Ş ye ondan bahsetmedim. Arda larda geride kaldı. Velhasıl ona dair ne varsa geride kaldı.

Geçen yıl kasım ayında aramıştı. 1 seneden fazla oldu birbirimizi aramayalı. Gerçi yazın Gloria arıyor ayağına, daha doğrusu Serin tel de benimle konuşacak ayağına Bün ün sesini duydum. Sesini verdi bana. Hayınlık yaptı. O konuda kırgınım ona. Belli ki sesini duymak istemiyorum. Neden veriyorsun bana sesini.

Velhasıl Mert in de arkasında kalan birisi var. Olabilir. Fakat böyle bir erkek istemiyorum ben hayatımda. Ben toparlandım. Kabuk değiştirdim. Geçmişine takılı kalan birisiyle işim olmaz.

Ahmed'e gelecek olursak. Tamam, ufak flörtleşmeler iyi hoş da, sen ne zaman atağa geçiceksin hacı. Ben bir adım atsam hemen üstüne atlıycaksın adımımın. Ama bunu yapmıycam. Ben beni isteyen, arzulayan birini görmek istiyorum karşımda.

Mert veya Ahmed "olursa yan cebime koyarım" mantığında gibiler.

Düşününce Özgür'ün aralarında en atılganı old söyleyebilirim. En azından derin derin bakıyor.

Bu arada ne Mert e ne de Ahmed e derin bakamadım bir kez olsun. Bir şekilde yüzeysel bakıyorum onlara. Onlardan yana derin bir bakışın olmayışı da bunu yol açıyor olabilir. Fakat mesela Özgür'le öyle değil. Bu da bir işaret olabilir.