11 Mart 2016 Cuma

Sigara Bırakma İlacını Kullanmaya Başladıktan Sonra 21 (4. görüşme)

Bugün çok garipti her şey. Derse dr da geldi ve benden önde olabilecek bir yere oturdu. Mesela farkettim ki o kadar da uzun boylu değil, yan yana güzel oluruz. Saçları da arkadan güzel gözüküyor, öndeki kellik ne kadar hoşa gitmezse, saçının arkası da o kadar hoş. Bir kere oturduğu yerden dışarı çıkarken, geri dönerken ve ilk geldiğinde yanımdan geçti ve nefesini çok yakından hissettim. Bir hoş oldum her seferinde. En az iki kez arkasına dönüp baktı, beni de gördü bence, ama inatla o tarafa bakmadım. Sonra çıkarken oturuyordum ben,arkadan ses geldi ve oraya baktım, sonra başımı öne çevirdim, onun bana baktığını gördüm ve ben ona bakar bakmaz o da başını çevirdi. Arkada erkekler vardı ve oraya bakmam bir ihanetti ona. Böyle hissetti ve bu yüzden gülümsemeden baktı bana, bir de inceliyor gibiydi beni. Güne güzel başladım yani.
Sonra yanına gittim. Bir şey sordu, ben ne sorduğunu bile idrak edemedim, yanlış cevap verdim. Sonra bir hastalık sordu. "şöyle bir şey var" der gibi sordu, bu cümleden pek de bilinmeyen bir şey olduğunu çıkarttım zaten. Bilmiyorum dedim. O da "sen de hiçbir şey bilmiyorsun ya" dedi. Ben de "bu sorduğunuzu pek kimse bilmiyor gibi" dedim, o da nerden çıkardın gibi bir şey dedi, ben de soruş şeklinden cevabını verdim, o da "hıı" gibi bir şey dedi. Orda onu etkiledim. Sonra bir ara ayağa kalktım, 40 dak da bir ayağa kalkmak gerekiyormuş dedim, o da beni taklit etti, kabul ediyorum komiktim ben ama beni taklit etmesi hoşuma gitmedi. Sonra bir yerde el kol işareti yaptım, beni taklit etti, ben de orda bozulduğumu belli ettim yüz ifademle, o da anladı ve devam etmedi. Baya bir eğlendi benimle bugün. Benden hoşlanmadığını düşündüm an an. Burda da bir ya da iki kez benden gözünü kaçırdı. Sonra odada bir arkadaşı vardı, ben de o kişi konuşurken ona bakıyordum, sonra benimkine baktım, gözlerini kaçırdı, arkadaşına bakmamdan rahatsızlık duymadı bence, hatta göz göze gelmemiz hoşuna gitti. Sonlara doğru konuşurken birbirimize baktık ve ben bir iki kez gözlerimi kaçırdım ondan, o da bunları fark edip zafer kazanmış gibi gülümsedi bence. Son dakikalarda "bugün şu kadar kişiye baktık, şutladık" dedi, ben de "her gün bakar mısınız sayıya dedim" o da evet dedi. bugünkü sayının az olduğunu söyledi, "ben de merak etmeyin emekli olana kadar bir sürü kişiyi görürsünüz" dedim. Ordaki amacım onun muzdarip olduğu şeyin daha yıllar boyunca süreceğini belirterek hem onu kızdırmak hem de onunla dalga geçmekti. Başta anlamadı, "aslında bu sayı az değil" dedi, ben de onu kastetmediğimi söyledim, "senlen dalga geçemiyorum" diyemedim aramızdaki hiyerarşiden dolayı, o da anlamadı. O esnada "salak" olduğunu düşündüm ve bu düşünce hoşuma gitti.
Bir mühendis gibi her şeye düz bakıyor gibi. Belli başlı temaları var, hep onlar üzerinden espri yapıyor mesela. Cezerye uzattı, "gelenler mi getirdi" dedim, o da "evet yeme zehirlidir" diye espri yaptı, ben de "kendiniz mi aldınız yoksa onlar mı getirdi bunu merak ettim" dedim, orda aydınlanma efekti verdi. Sonra bir kez daha ikram etti, ben de istemiyorum dedim. O da "merak etme kilo almazsın" gibi bir şey dedi. Sesimi çıkartmadım. Sonra biri kayısı getirdi, uzattı, aldım, sonra yine uzattı, istemedim, yine kilo espirisi yaptı, ben de "kiloyla bir sorunum yok" dedim, arkadaşı da "herkes senin gibi kiloya takmıyor" dedi, o da "haklısın" dedi ona ve güldü.
Bir yerde bozuldum. Arkdaşı onu bir kongreye çağırdı, o da otelde kalmayınca onların zevki olmuyor gelmem dedi, arkadaşı da "hatunlar yüzünden mi" dedi. O da "evet" gibi bir şey dedi. Birinci ihtimal arkadaşının yanında raconu çizdirmek istemedi, ikinci ihtimal beni iplemiyor. Ama bunun intikamını aldım ondan.
Kimse kalmamıştı, sohbet ediyorduk, benimle gelen hatun "ben çıkıyorum anahtarı bırakayım" dedi "aa ben de seninle geleyim" dedim. Oysa orda kalıp onunla sohbet edebilirdim. Bense gittim. Göt gibi kaldı. Bakışındaki kırılmayı gördüm, tıpkı geçen haftaki gidişim gibi. "Hoşça kalın" dedim, "görüşürüz" dedi. Bende zoraki "görüşürüz" dedim sanırım. Bilerek hoşça kal dedim. Biraz gerilsin beyimiz. Bir daha beni görecek mi görmeyecek mi. Heyecanlansın. Bir daha beni görememe ihtimalini düşünüp bir adım atsın. Boyumuz da birbirine uygun hem. Ama çok düz adam ya. Şimdiye kadar hayatıma giren hiçbir erkeğin futbola özel bir ilgisi yoktu.
Yalnız bu adama fena tutuldum. Vay ki ne vay.
Sonra birisi için "etkilendin dimi" dedi, "etkilenmedim" dedim. "nasıl ya falan" dedi. Neyse sonuçta "sen ruhsuzsun o zaman" dedi. Ben de "yoo ruhsuz değilim ama etkilenmedim" dedim. Etkilenmedim çünkü o çocuk bana tanıdık geldi. Yaşadığı kayıpların başka versiyonunu ben O.nda yaşadığım için yabancı gelmedi. Dolayısıyla üzülmedim. Ama kendisi cam bir fanusta yaşadığı için dr umuza etkileci gelmiş olabilir.
Belki de etkilendim. Ama o soru sorunda mala bağladığım için böyle bir cevap vermiş de olabilirim.
"Eğitim alın bence " dedim, o da "alcaktık ama elimizden tutan olmadı" dedi ben de "elimden geleni yaptım ama" gibi bir şey dedim.
O esnada "elden tutmayı" somut haliyle düşünüp bir hoş oldum.
Yer yer bozuldum ben dr a " takılıyorum sana" gibi bir şeyler dedi, ben de bir keresinde "ben de savunmaya geçtim" dedim.
Beşiktaş muhabbeti yaptı yer yer gelenlerle.
Bildiğimiz düz adam ya. Hayatı okuduğu bölümle geçmiş, spor yapan (en azından yüzmeye gidiyor), futbola ilgili bir beyimiz. Ve bir mühendis kafası var. Ve her şeyin belirli bir tanımı, sınırları var. Kafası çok net. Yani tam sistem adamı. Bu halleri hoşuma gitmedi.
Bariz benden hoşlandı. Tersini iddia edemem. Ama bu adam çapkın bir adam mı? Kongre deyince aklına "hatun" gelen birisi ne kadar az "çapkın" olabilir ki? O gülüşü, bakışı..Çapkın olması olası. Ama benden harbiden etkilendi. Bundan çok çok eminim. Ben bununla takılmak dışında bir şey istemem gibi geliyordu başta, bugünse "ya onun kriterlerine uymayan bir kadınsam" diye düşündüm. Yani o kadar da ezikleyebileceğim biri değil.
Bir erkek arkadaşı aradı, "bu akşam görüşelim mi" gibi bir şey dedi, "olmaz" dedi bizimki. Neyse sonra bunun espri olduğunu tabiki boş olduğunu söyledi. Başka bir arkadaşı yarın için bir yere çağırdı. Onu da kabul etti. Demek ki hayatında bir kadın yok. Ve hatun muhabbeti de buna bir kanıt.
Benden sırf ben ondan etkileniyorum, onunla ilgileniyorum diye etkilenmiştir en kötüsü.
Tanrım flörtleşmek çok güzel bir şey ya. Gelenler çıkar çıkmaz bana bakıyor ve gülüyoruz ve sonra o bilgisayar a bakıp başka bir sırıtışla sırıtıyor. An an öyle sırıtışları var. Zaten gelenlerin suratlarından bir şeyler anladığına göre ondan hoşlandığımı da kesin anlamıştır.
Ama bir sıcak bir soğuk gibiyim. Başka birinin yanına gidecekken onun yanına gidiyorum. Ama ordan giderken apar topar gidiyorum. Yani ona acayip tutarlı bir şekilde yürümüyorum.
Temel soru şu: bir adım atacak mı. Mesela orası dışında bir yerde buluşacak mıyızı, numara mı isteyecek mi.. Hiç böyle şeyler yapacakmış gibi durmuyor. Ama ikinci hafta oldu ondan hoşlanalı ve onun benim farkıma varalı..
Off hem çok güzeldi bugün her şey hem de duygu durumum bir yükseldi, bir düştü. Stabil değildim. Artık ondan hoşlandığımı bildiğim için bir miktar doğallığımı kaybettim ve heyecanlanıyorum, özellikle bana bir soru sorduğunda.
Ağzı çok güzel ya. Acayip güzel. İnce bir üst dudağı var. Yerim onun ağzını. Burnuna dokunmayı çok isterim. Çok güzel bir burnu var.
Of ki ne of. Haftaya da bir adım atmazsa.
Ama işte ben dürtüselim diye oluyor tüm bunlar. Adam öyle değil ve sabırla bekliyor.
Ama sırf abaza olduğu için bile yürüyebilir. Yoksa sandığım kadar kadınsız değil mi? Yoksa ETİK hassasiyetleri mi var?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder