7 Mayıs 2016 Cumartesi

dr sayfası kapandı :/

birbirimize değmiyor söylediklerimiz. ana dilimiz olmayan bir dilde konuşuyormuşuz ve birbirimize söylediklerimizin çok azını idrak edebiliyormuşuz gibi.
ilk defa bu hafta böyle düşündüm. ilk defa bu hafta ondan hiçbir zaman bir adım gelmeyeceğine ikna oldum.
dünden beri ona neden bu kadar kızgın olduğumu anladım. bir anda iki tane başka dr girdi odaya. ve onlar gelince kendimi güvende hissetmedim. daha doğrusu onlar geldi ve kendimi güvende hissetmek istediğimi fark ettim ama bunun için ona tutunamadım. aksine dünden beri kafamda "odada üç odamla birlikte bıraktı beni" cümlesi birkaç kez geçti. 3 adam? iyi de biri de oydu! demek ki işte ona ait değilim ve bu tek taraflı bir hissiyat değil. bu ondan bana gelen bir hissiyat.
sanki odasında bulunarak onu taciz ediyorum gibi hissettim.
başbaşa kalabilecekken ikimiz odaya başkaları giriyor.
çok acayip bir sahneydi.
kırıldım ona, kızdım da aynı zamanda. nedensiz gibi duruyor dimi tüm bunlar. yine ben kafamda kurmuşum gibi.
evet belki de öyledir.
ama dünkü şeyler bende geçmişe yönelik bazı sahneler canlandırdı. bir takım olumsuz, hoş olmayan şeyler hissettim.

hastalardan birinin yanında bir tür öfke nöbeti yaşarcasına çemkirmesini detaylı anlatmıycam.
ayrıca diğer dr ların arkasından o "salak" dr arkadaşıyla konuşmasına da girmiycem.
ayrıca o dr arkadaşının gay ce saçının önündeki tutama dokunduğundan ve bunun yanına sıkça gelen diğer arkadaşının bunu zarf açacağını gay ce bizimkinin sırtına değdirdiğinden de bahsetmiycem.
evet lan, açıkçası bu gay ce tavırlar hoşuma gitmedi. ayrıca bu yaptığınız "gayce" dese birisi bunlara hayatta kabul etmezler. zira bilmem kaç yaşına gelmişler ve bir bok anlamamışlar henüz, buna bizimki de dahil.
ayrıca nasıl da diğer insanların etkisi altında kalıyor bizimkisi.

zaten gözlerini kırpıştırmadan durmasından şüphelenmeliydim, bir bokluk olduğu belliydi. otomatik hareketlerinden birisi bu da, bir tür travmaya işaret ediyor.


yani bizimkinin salak olduğunu biliyordum ama artık bu benim için tahammül edilemez bir noktaya vardı. salaklıktan kastımda içgörü yoksunu olması mesela.

ya anlıyorum. kötü bir hafta geçiriyorsundur. bunun farkında bile değilsindir. sanki hayatının hep böyle kötü olduğunu algılarsın.
oluyor böyle şöyle hayatta.
aman ben şundan emin oldum ki: bu adam bana göre değil.

tüm bunlara rağmen adım atsa, bana karşı bir şeyler hissettiğini belli etse, amenna. yine yanında olurum. onu daha fazla anlamaya çalışırım.
ama artık gururum inciniyor lan.
ben ondan hoşlanıyorum diye yanına gidiyorum.
oysa o tüm boşluklarını başkalarıyla birlikte geçiriyor, özellikle de o dr arkadaşıyla.

ee daha ne yapayım ki ben sana.


tüm bunlar yetmezmiş gibi o kompleksli, iletişim kurma özürlüsü, ezik dr gelmiş "ayakkabıma, saçıma, bardağıma" vs işaret ediyor. tam bir rezalet anıydı ya! elimde turuncu bardak var diye bana "entelektüel" diyor. düşünün ki adam bu kadar apathetic.
bu adam düşünmekten bu kadar aciz ki elimde o renk bir bardak görüncü "entel" olmakla ilgili bir bağ kuruyor.
ya yine de bu adamın bile başımın gözümün üstünde yeri var.
adam takıntılı işte, dış görünüşe takmış. bana da takılabiliyor, çünkü ittirmedim onu, insan gibi davrandım  ona. ama güzel kardeşim sen neden başka birinin yanında benim dış görünüşüme atıfta buluyorsun ve karizmamı yerle bir ediyorsun.
hele ki bizimki gibi diğerlerinin etkisi altında kolayca kalan birinin yanında.




tee allahım kısacası.

ay walla kendime söz veriyorum. bir daha yanına gitmicem. kocaman bir SÖZ.
ancak böyle onca gidişimin kefaretini öderim.
zaten götünü de fazlasıyla kaldırdım, insin biraz.
bu okula da girmeyi ancak rüyanda görürsün.

göt adam. biz sana kendimizi sunalım. sense kendin düşünerek bize bir sakız bile uzatma.
oysa ki kibar bir adamsın.
belki de bu sakınmalarının nedeni bana karşı bir şeyler hissetmeyişin.


ayy isabet oldu. baya bir beden küçüksün sen bana.
öte yandan kendine de yazık ettin. çünkü hayatını değiştirecek kişiydim ben.
diğer yandaysan çok iyi yaptın aslında. çünkü neticede seni terk ederdim ben, ve iyice hayatının içine edilirdi.


çok kızgınım sana hem de çok. (8 mayıs 2016, 00.42)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder