23 Mayıs 2016 Pazartesi

ben seni seviyorsam bundan sanane..

dr sen bakma bana. ben şıp sevdi sayılırım. hoş şıpsevdi olmamın nedeni daldan dala konmam değil. konmaya teşebbüs ettiğim dalın beni istememesi sonucunda kendime bir dal arayışı içine girmem bu şıpsevdiliğimin nedeni.

hoşlanıyorum ulan senden.
so what?
bundan dolayı sana ve senin arkadaşlarına kendimi madara mı edeyim? açıkçası sana güvenmiyorum. sana mesela mail adresimi versem direkt gider birilerine yetiştirirsin. hoş ben de yetiştiririm. ama benim yetiştirdiğim insanlar sana olan ilgimi bilen, seninle dalga geçmiycek kişiler. oysa senin birilerine yetiştirmen benim dalga unsuru olmama yol açacak.

ayrıca B. tel imi biliyor da ne oluyor mesela? bilmese ne olurdu ki? şu andan farklı olarak beni aramasını beklemezdim belki. ki o istese zaten bir şekilde bulurdu numaramı.
sen istesen de erişemezsin numarama.
bana yönelişin, halin, tavrın belli. ben senin bu göt tavırlarına karşılık sana iletişim adresimi versem ne olacak, vermesem ne olacak. U. ya karşı hissettiklerimi söylediğimde ne olmuştu? peki C. ye? ki biriyle sinemaya gittim, diğeri ise gözlerimin içine bakarak bana "and I love her" parçasını çaldı. 2 yaz öncesinden kalma M. yi saymıyorum bile. hem B. ile de ilk zamanlarımız müthişti. velhasıl sonuç olarak bu erkeklerle bir şekilde özel anlar yaşadık ve bunlara rağmen istemediler beni. bana özel bir yönelişi olmayan sen mi isticen beni. lan istesen şimdiye kadar yığınla adım atmıştın be. ilk zamanlar varlığımın özel bir anlamı var gibiydi senin için. oysa artık senin için özel bir anlamım yok, bu o kadar belli ki.
ama işte içim el vermiyor kuru bir vedayla yanından ayrılmaya. hele vedasız.. istiyorum ki gider ayak iletişim bilgimi sana vereyim zorla. hani belki ulaşmaya çalışırsın diye. çöpe atsan bile bunu ben bilmiyor olucam ve umut beslicem ya hani. cuma günü yanından "its over" şeklinde ayrılmak şimdiden koyuyor be.
velhasıl tüm bunların senle bir ilgisi yok. 3 aydır istisnasız her hafta bizzat ben yanına geliyorum ve senin yüzün bana dönük değilken senin yüzüne bakıyorum. nerden baksan 20 kez yanına geldim ve en az 50 saat boyunca birlikte, aynı mekanda bulunduk. ve bir gün tüm bunlar son buluyor. oysa istiyorum ki son bulmasın.

of ki ne of.
sen de ara ara hatırladığım bir C. ol. ki C. istese senden daha kolay ulaşır bana. C.ye "senden hoşlanmıştım" dediğimde (ki o esnada neden bu itirafta bulunduğumu bilmiyorum, o şehirden ayrılıp ist a gidiyordum, ondan bir beklentim de yoktu, herhalde salak olduğum için öyle bir itirafta bulundum, başka bir açıklaması yok) keşke senin böyle hissetmene yol açacak şekilde sana davranmasaydım dedin. zerre duygu ifadesi yoktu suratında. aradan nerdeyse 3 yıl geçti. hala ara ara aklıma geliyorsun.
dr sen de bir sembolsün benim için. zaten 3 aydır kendim çalıp kendim oynuyorum. çoğunlukla monolog halindeyim. bundan sonra komple monolog da olsam ne olacak. ki zaten diyalog içinde olabilmemizin hiçbir mümkünatı yok. zira resmen bir baş belası oldum senin için. bence bir an önce benden kurtulma yolları arıyorsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder