10 Kasım 2016 Perşembe

yazıklar olsun

az konuşayım artık. çok konuşuyorum. bir şeyi bir cümleyle söylüyorum. sonra o cümleyi başka kelimelerle tekrar söylüyorum. anlaşılmadığımı düşünüyorum herhalde. bir de çok laf ettikçe credibility ni de yitiriyor gibisin.

***

kırıldım bir yerlerde. kırdı beni G. bazı noktalarda.tam da kırdığı için şu an bu noktadayız.
ilk olarak evin yolunu bulamadığımda bir sürü methiye düzmüştü. dinlememişti bile. asıp kesmişti. azarlamıştı. sen kim köpeksin ki azarlıyorsun beni. beni dinlemek için alan dahi yaratmamıştı. orada bok gibi hissettim. o noktada başladı ondan uzaklaşmam.
bugün de bir şeyler söylüyor. söyleyişleri incitti, kırdı beni.
buyum işte ben. senden bir şey de saklamıyorum. sana anlayış göstermeye de çalışıyorum. fakat neden senden bu anlayışı göremiyorum. elbetteki bir çok noktada sen de anlayışlısın. ama anlayışlı olmadığın noktalar da var.
ha bir de mail atmışsın bana. o maile yönelik reflectionlar yapmak istedim. zorunluluktan falan değil. yapmak istedin işte. sense dinlemedin beni. buna gerek yok dedin. şu an dinlemek istemiyorum gibi bir şeyler söyledin. o esnada dinlemek istemeyebilirsin. ama alan da yaratmıyorsun ki bana.
bir şekilde senle olan ilişkimde asimetri var gibi. ilişkimizin merkezinde sen varsın gibi.
ha birde evinizdeyken bulaşıkları yıkayıp durdum. hakkatten yıkamak zorunda da hissettim. bir yığın başka dinamik de olabilir burda. bana orda giydirmek yerine anlayış geliştirsen, yanımda olduğunu bilsem zaten şu an şu noktada olmazdık.
sen bu halinle kabul eden bir sürü insan vardır.
fakat tam da beni bu halimle kabul etmediğin için kabul edemiyorum seni.
elimden gelen bir şey yok. iyi hissetmiyorum yanında.

çok insan yok hayatımda. senle olmak iyiydi, güzeldi. fakat artık kötünün iyisisin benim için. ama "kötünün iyisi" olacak bir ilişki istemiyorum ben. yanında diken üstünde olacağım birisindense hayatımda o birisi olmasın. yanında kırılıyorsam bil artık kırıldığımı. hiçbir şey yokmuş gibi gülmeyeyim ben bir zahmet. sen kırılıyorsun ama tam da ben kırıldığım ve bunu sana yansıttığım için kırılıyorsun sen.

bazı insanlarla bazı şeyleri konuşamazsın. konuşacak kadar rahat hissetmezsin. gerçi genel olarak ben rahat hissetmiyorum. ama senle hiç rahat hissetmiyorum. sana gelip bunları anlatmak hiç gelmiyor içimden. dicek bir şey yok. ilk kırıldığım zamanlarda da yoktu.
sen "seni kaybetmekten korkuyorum" temalı maili atabilecek pozisyondasın, bense öyle bir mail atamam sana. atamam işte. bizim aramızdaki dinamikte böyle işte.

şu an kendimi %100 haklı görüyorum. senin tarafından bakamıyorum olaya.
sadece senin birilerini azarladığını bizzat gördüm bir-iki kez. A. H. nin bir şekilde senden uzaklaştığını düşünüyorum. varmaya çalıştığım nokta şu: insanlara öyle şeyler yapıyorsun ki senden uzaklaşıyorlar. bu da senin bug ın. o kişilerden birisi olduğum için üzgünüm. fakat bu hale sen getirdin beni. ayrıca doğrudan bana yönelik tehdit var senden yana.

"her ilişkinin bir süresi var ve bu ilişkinin süresi doldu" demek düşüyor bana.

***

ikidir Z yle buluştuktan sonra acayip düşüyor modum. resmen enerjim çekiliyor, başım ağrıyor. neden böyle oluyor hiçbir fikrim yok. oysa ki çok iyi bana karşı.
çok haklıydı Z utku konusunda. bir şekilde uzak durmayılım Utku dan. Bir yığın erkek var piyasada. o da vazgeçilmez değil, kimse değil. belli ki ben yine pattern ime girdim. belli ki yine canımı yakmak istiyorum yeniden ve yine. uzak durucam ondan. daha fazla acı çekmek istemiyorum.

bir de beni anlamıycak insanlara ne diye kendimle ilgili şeyleri boca ediyorum.

***

ayrıca sınıf arkadaşlarıma neden hep ben bir adım atıyorum. neden onların gözlerindeki kırılmalara ben takılıyorum. onlar neden umursamıyor beni. onlar neden adım atmıyor bana.

artık beni sevsinler, kabul etsinler diye daha fazla adım atamıycam. nasılsa bana bir faydaları yok.

bir de sikmişim bakışları. nasılsa bakışlara takıp her seferinde "dostum neden bana öyle baktın" diyen ben oluyorum. şimdiye kadar bir allahın kulu da bana gelip "neden bana öyle baktın" demedi ki. ben de artık bakışlara aldanıp ne gidip birine "usta sorun nedir" diycem ne de "aa öyle baktı bana, kesin hoşlanıyor benden, ben de gidip de şuna adım atayım" dicem.

benim gibi sizlere kapısı kapalı gibi dursa da, kapısı açık, aşırı hassas, (kendisi lehine olsa dahi) sizleri kırmak istemeyen birisini bile böyle törpülediniz ya, helal olsun. (10 kasım 2016, 23.12)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder